Kandıra, Kandıra,Kandıra…Makus kaderini yenememiş güzel Kandıra.Tarihi çok eskilere dayanan bir ilçe olan Kandıra’mız nedendir bilinmez ama,bir türlü gelişmedi. Hala da gelişemiyor.
Osmanlı Devleti zamanında Akçakoca tarafından fethedilmiştir.İşgal altında olduğumuz dönemlerde İstanbul’dan Ankara’ya gitmek maksadıyla kullanılmıştır.Hatta bu yüzden İngilizlerin ve Yunanlıların saldırılarına maruz kalmıştır.
Her köşesinden tarih fışkıran, dört bir tarafı orman ve yeşillikler içinde olan ve masmavi denize sahip, cennet vatandır Kandıra…
Ne ekerseniz ekiniz,verimli topraklar sayesinde her türlü meyve ve sebze üretebilirsiniz.Üretmesine üretiyoruz ama,ticari anlamda para kazanamıyoruz. Örneğin fındık; Maliyetleri oldukça yüksek olmasına rağmen fındıktan istenilen kazancı sağlayamıyoruz.
Her çeşit meyve ve sebze satın alabileceğimiz Kandıra pazarımız var. Hem organik,hem temiz,hem de sağlıklı ürünlerimiz var. Ama, pazarımızda ki satıcılar oldukça dertli. Herkesin derdi aynı;Para kazanamıyoruz. 60 yaşındaki,70 yaşındaki dedelerimiz,nenelerimiz tezgahlarında bir kaç kilo domates,biber,pırasa,patlıcan,yeşillikler ve bir kaç koli yumurta satmak için çalışıyor. Elleri nasırlı bu insanlara üzülmemek mümkün değil…
Makus kaderini yenememiş Kandıra ‘nın en büyük problemlerinden biri de yol sorunudur. Yıllardan beri sürümcede olan Kandıra yolu nihayet yapılmaya başlandı. İnşaallahhhh yakın bir zamanda yol çalışmaları biter de,bizler de rahat ve güvenli seyehat etme mutluluğunu yaşarız.
Aslında o kadar çok sorun var ki… Örneğin işsizlik.Kandıra’da iş sahası olmadığı için gençlerimiz iş bulmak için şehirlere kaçıyor. Bir çok okumuş ve eğitim almış gençlerimiz asgari ücretle çalışıp,geçinmek için çabalıyor. Tabi ki geçinebilirse.Çünkü büyük şehirlerde yaşamak ve geçinmek çok zorrrrrr.
Köylerimizde genç kalmadı.Herkes şehirde yaşamak için can atıyor. Köyde ki arazisini,malını ve mülkünü satıp, şehirlere kaçıyor…Ahh büyük şehirler ah. “Dışı seni,içi beni yakar”misali . Büyük şehirlerde yaşamak hiçte kolay değil. Hem de çokkk zor. Şehirlerde yaşamak için iyi para kazanmak lazım. İyi bir çevre lazım. Yoksa şehirler adamı yutar. Hatta yok eder. Onun içinde iyi düşünmek lazım. Çünkü şehirlere kaçmak için, şehirlerde yaşamak için varını yoğunu satıp gidiyorlar. Artık geriye dönüp gelemiyorlar.Artık köyde mal ve mülk yok ki!!!
Sözün özü;Makus kaderini yenememiş güzel Kandıra ‘mızın bir an önce kalkınması lazım. Yoksa Kandıra yine eski Kandıra. Değişen tek şey;Kandıra ‘nın parsel parsel satılmış olmasıdır.
Hepinize selamlarımı ve saygılarımı sunuyorum kıymetli Kandıra’lı hemşehrilerim.