Kutalmışoğlu Süleyman Şah ve Kandıra – Diş Hekimi İbrahim ARK

KANDIRA TARİHİ ÜZERİNE NOTLAR 

 Kutalmışoğlu Süleyman Şah 

 Büyük Selçuklu sultanı Alparslan’ın Malazgirt savaşında (1071) Bizans ordusunu yok etmesi  Türklerin Anadolu’ya girişlerinin başlangıcı olarak kabul görmektedir. Ancak tarihi kaynaklara göre  daha 10. yy. Anadolu’da serbest dolaşan bağımsız konar göçer Türkmen gruplarının olduğu ifade  edilmektedir. Anadolu’ya yönelik ilk askeri seferler ise Selçuk bey’in torunu Çağrı bey tarafından  1035 yılında Kars,Van, Ardahan bölgesine, Bizans’ın Kafkasya sınırını koruyan Ermeni krallıkların  üzerine yapılmıştır. Malazgirt savaşında Anadolu’da Bizans imparatorluk ordusu tamamen dağılmış,  tahta çıkmadan önce ordu komutanı olan imparator Romans Diogenes tutsak edilmişti. Alparslan  imparatorla bir barış anlaşması yapmış, böylece Selçuklu nun batı sınırlarını emniyete almış ve  imparatoru İstanbul’a doğru yolcu etmiştir. Alparslan’ın önünde boş ve korumasız bir Anadolu  varken karşı koyma ile karşılaşmadan Üsküdar’a kadar ulaşabilecekken neden bunu yapmayıp  yüzünü Suriye ve Irak topraklarına çevirmiştir. Bunun sebebi Selçuklu hanedanı içindeki taht  kavgalarında yatmaktadır. Eski Türklerde ve Selçuklularda fethedilen toprakların hanedan ailesi  içinde paylaşılması geleneği bulunuyordu. Aile içindeki amcalar çocukları ve hatta torunları taht  üzerinde hak iddia edebiliyorlardı. Alparslanın Selçuklu hanedanı üzerinde tam hakimiyetini  kuramaması ,amca çocuklarının isyan halinde olması ,sultanlığın onaylayıcısı durumunda olan  halifeliğin Bağdatta bulunması onun Anadolu’ya yönelmesine engel olmuştur. Onun yerine kendine  bağlı beylere Anadolu’ya gitmelerini tavsiye etmiştir. Alparslan’ın Anadolu’ya yönlendirdiği bu  beyler arasında amca çocukları olan Kutalmışoğullarının bulunduğu bazı tarihçiler tarafından ileri  sürülse bile bunun hiç bir dayanağı yoktur. Zira bu sırada Kutalmışoğulları Alparslan tarafından  gözaltında tutuluyorlardı. Kısaca Alparslan Malazgirt savaşında Bizans ordusunu yok ederek  Anadolunun Türkleşmesi yolunda Türkmen beylerinin önünü açmıştır. 

 Selçukluların kurucusu Selçuk Bey vefat ettikten sonra hanedanın başına oğlu Arslan Yabgu İsrail  geçmiştir. Arslan Yabgu Gazneli Mahmut tarafından esir edilip Kalencar kalesine kapatılınca bu  sefer hanedanın başına Selçuk Bey’in diğer oğlu Mihail’in oğulları olan Tuğrul ve Çağrı beyler  geçmiştir. Bunun üzerine Arslan yabgu’nun oğullarından Kutalmış isyan etmiş, uzun mücadeleler  sonunda yeğeni tarafından öldürülmüş, Kutalmışın oğulları da hapsedilmiştir. Alparslan’ın  öldürülmesi (1074) ve oğlu Melikşah’ın tahta geçmesi sırasında Kutalmışoğulları hapisten  kurtulmuşlar ve onlarda babaları gibi taht mücadelesine başlamışlardır. Dedeleri olan Arslan  Yabgu’dan dolayı kendilerine bağlı olan yabgulu Türkmenleri ile birlikte Antakyayı kuşatmışlar.  Kuzey Suriye de çeşitli askeri harekatlara katılmışlar, bölgedeki Melikşah’ a tabii beylerle yapmış  oldukları mücadelelerde başarı kazanamamışlardır. Bunun üzerine Kutalmışoğlu Süleyman  kendisine bağlı bir takım Türkmen boylarıyla birlikte Anadolu’ya doğru hareket etmiştir.  Anadolunun tamamının Türk yurdu haline gelmesini sağlayan olaylar Kutalmışoğlu Süleyman’ın  attığı bu adımlarla başlar.  

 Süleyman’ın Anadolu’daki harekatına bakmadan önce Bizansın durumuna göz atmakta yarar var. Alparslan’ın anlaşma yaparak serbest bıraktığı imparator İstanbul’a ulaşmaya çalışırken  darbe ile tahttan indirildi. Yerine VII. Michael Dukas imparator ilan edildi. Devrik imparator  Diogenes yol boyunca sıkıntılar içinde mücadele ederek Kütahya’ya vardı. Burada yeni imparatorun  emriyle kör edildi. Istanbula getirilerek Kınalı adada bir manastıra kapatıldı, burada kısa sürede  öldü. Anadolu’da Bizans ordusu kalmamış kent yöneticileri, kale komutanları adeta bağımsız  kalmışlar, kilise ve manastırlarla birlikte köylülerin topraklarına el koymuşlar, yasaları keyfi  biçimde uygulamışlar, vergi toplayıcıları tarım ile uğraşan halkı baskılarıyla ezmişler, pahalılık ve  kıtlık baş göstermişti. İmparatorun devrilmesi sonucu Alparslan ile yaptığı anlaşma son buldu.  Alparslan ,Tutuş ve Artuk isimli beyleri Anadolu seferine yollamıştır. Ancak bu seferler fetih amaçlı  değil Bizansı cezalandırmak için yapılan seferlerdi. Bu beyler Anadolu’da yapmış oldukları çeşitli  mücadelelerden sonra Selçuklu topraklarına geri dönmüşler, ancak bu seferler Süleyman için bir alt 

yapı oluşturmuştur. Büyük Selçuklular Doğu Anadolu dışında Anadolu’nun tamamını fethetmeyi  düşünmemişler hatta Anadolu Selçukluların devlet kurmalarını desteklememişlerdir. 

 Suriye’de Selçuklu beyleriyle mücadelesinde başarılı olamayan Süleyman kendine bağlı  Türkmenlerle beraber Anadolu’ya yürüdü. Kısa zamanda Konya ve Gavele kalelerini fethetti.  Anadolu ile irtibatı kalmayan Bizans imparatorluğu 1075 yılında Süleymanın İznik ve civarını  fethetmesine engel olamadı. Süleyman İznik kentini başkent yaparak Anadolu Selçuklu devletini  kurmuş oldu. Süleyman İznik bölgesine yerleşip Bizans’da vuku bulan iç karışıklık ve isyanlara  müdahale ederek sürekli olarak topraklarını Kocaeli yarımadası, Marmara denizi ve Karadeniz  kıyılarına doğru genişletmeye başladı. Edirne’de Bizans ordu komutanı N.Bryennios, Anadolu’da  bulunan askerlerin komutanı N.Botaniates tahta geçmek için isyan ettiler. Süleyman Bizanslı  komutanların bu isyanlarından yararlanma fırsatını kaçırmadı. Botaniates Süleymandan aldığı  askerlerin desteği ile 1078 yılında Bizans tahtına geçti. Yeni imparator ile İstanbul’a gelen Türkler  Üsküdar’a yerleşerek çadırlarını kurdular. Bizanslı kaynaklar Türklerin hakimiyetlerini Karadeniz,  Marmara kıyıları ve Akdenize kadar genişlettiklerini belirtir.” her yer Türklerle dolu ”ifadesi ile  Türklerin yerleşimi hakkında bilgi verirler. Bu kazanımlar sonucunda 1080 yılında Azerbaycan’dan  Anadolu’ya büyük bir Türkmen nüfusu akın etmeye başladı. 

 Bizansın kötü yönetimi, iç savaşlar, isyanlar, haksız toplanan vergiler, toprak kullanımının  adaletsizliği sonucu perişan olan yerli halk Süleyman’ın başarılı idaresi ile rahat nefes aldı. Yeni  gelen Türkmenlerle beraber Anadolu da Selçuklu devleti sağlam bir temele oturdu. Süleyman’ın  piyade ve süvarileri Kocaeli yarımadasının tamamına, Karadeniz kıyılarına, İstanbul boğazının  Anadolu yakasına yayıldılar. Türkler, İstanbul boğazına gümrük daireleri kurdular. Boğaza girip  çıkan gemilerden geçiş vergisi toplayarak limanları kontrolleri altına aldılar. Devletin kuzey doğu  sınırının Sakarya nehri olduğunu göz önüne aldığımızda önemli limanlara sahip olan Kandıra’nın  da Süleyman ın hakimiyeti altına girdiğini söyleyebiliriz. Kandıra kara ulaşımının kavşak  noktalarından biri olduğu gibi, karadeniz ticaretinde ara durakları olan limanları ile önemli bir  mevkii de bulunuyordu. İzmit i ve Sakarya nehrine kadar tüm Kocaeli yarımadasını ele geçirmiş  olan Selçukluların Kandıra’ya yerleşmiş olma ihtimalleri araştırılmaya muhtaç bir husustur.  Kandıra’nın Akçakoca bey tarafından fethedilip bir daha elden çıkmamak üzere Osmanlı  topraklarına katılmasından önce ilk Türk hakimiyetine girişi Kutalmışoğlu Süleyman ın Kocaeli  yarımadasında yapmış olduğu bu fetihlerle gerçekleşmiştir. 

 1081 yılında Bizans’ta taht kavgaları devam etmekteydi. Türklerinde taraf olduğu çeşitli  mücadeleler sonunda Aleksios Komnenos imparatoru devirerek tahta geçti. Bu sırada Balkanlardaki  sınırları tehlikede olan Bizans’ın yeni imparatoru Süleyman’la anlaşma yoluna gitti. Önemli  miktarda para ve yıllık vergi karşılığında Bizans Selçuklu sınırını Drakon suyuna (İzmit körfezine  akan Dil deresi) kadar çekerek Selçuklu sınırını güvene aldı. Bu antlaşma Drakon suyu antlaşması  olup 1081 yılında yapılmıştır. Bu antlaşma ile Bizanslıların Drakon suyuna kadar olan tüm  Anadolu’yu Türklere bıraktığı anlaşılmaktadır. Tarihçi Süryani Mihael ve Anna Komnena  eserlerinde Süleyman ın sultan ünvanını aldığını ve Bağdatta bulunan halifenin Süleyman’a sultanlık  alametlerini gönderdiklerini yazarlar. Süleyman’ın 1084 yılında İznik’ten kalkıp 12 günde  Antakya’ya ulaşması ve Antakya’yı feth etmesi daha sonrada bölgede Büyük Selçuklu ordularıyla  savaşması onun hedefinin hala Büyük Selçuklu tahtı olduğunu ve Drakos suyu anlaşmasını bu  sebeple imzaladığını söylemek mümkündür. Süleyman 5 haziran 1086 yılında Halep yakınlarında  Büyük Selçuklularla savaşırken öldü. Böylece iki amcaoğlu olan (Arslan yagbu ve Mihailoğulları)  Melikşah ve Süleyman Şah’ın mücadeleleri sona erdi. Süleyman’ın yerine oğlu Kılıçarslan geçti,  Anadolu Selçukluları hanedanı Arslan yabgu soyundan gelmektedir. 

 Anadolu Selçuklu devletinin 1078 yılında Kocaeli yarımadasını ele geçirmesinden, 1081  yılında Drakon suyu antlaşması ile Bizanslılara savaşmaksızın terk edilmesi arasındaki yıllar  arasında Kandıra’nın Kutalmışoğlu Süleyman’ın ve Türkmenlerin hakimiyetleri altında kaldığını  düşünebiliriz, ancak Kandıra’nın bu dönemini aydınlatacak kaynak ve belgelerden yoksunuz.  

İbrahim Ark

Harita:Kutalmışoğlu Süleyman zamanında Anadolu Selçuklu devleti ( kaynak:wikipedia) 

 KAYNAKÇA: 

– Ali Sevim -Anadolunun Fethi-TTK yayını-2014 

-Ali Sevim- Kutalmışoğlu Süleyman-TTK yayını-1990 

-Anna komnena- Aleksiad-İnkılap kitapevi-1996 

-Attalaiades-Tarih-Arkeoloji ve sanat yayınları-2008 

-C.Cahen- Osmanlılardan Önce Anadolu-Tarih vakfı yurt yayınları-2000 

-Gordolevski- Anadolu Selçuklu Tarihi-TTK yayını 

-İbn-i Bibi-Selçukname-Kitabevi yayınları-2017 

-Mirhand-Tabaka-i Selçukiyye-TTK yayını-2014 

-N.Bryennios- Tarihin Özü-Arkeoloji ve sanat yayınları-2008 

-Osman Turan- Selçuklular Zamanında Türkiye-Ötüken yayınevi-2021 

-Zonaras- Tarihlerin Özeti-Arkeoloji ve sanat yayınları-2008

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir