Bizim Bölük
Önceki Pazar günü köye gitmiş bağ bahçede son bahar işleri yapmıştım. Pazartesi günü de boşluğum vardı devam ederim diye düşünüyordum ki sabaha karşı yağmur yağdı ve ben de boşluğumu fuarda değerlendirmek istedim. Geçtiğimiz hafta Kocaeli Kitap Fuarı vardı. Hem fuarı gezer birkaç dost görür hem de son yayınlardan ilgimi çekenlerden alırım diye düşündüm.
Fuara tek başıma gitmek istemedim bir dost arayışı içindeyken Ahsen Bey aklıma geldi. Ahsen Bey köyde oturuyordu. aradığımda İzmit’ te olduğunu söyledi. İyi de oldu. “Birlikte fuara gidelim gezer Abdullah beyi de standında ziyaret ederiz” dedim. “İyi olur” dedi. Abdullah Bey’in Fuar programı içinde saat 16:00’da sohbeti var onu da dinlemiş oluruz” diye ekledi. Buluştuk ve fuara geçtik. Sohbet programına kadar standları dolaşalım istedik. İlk salonda …numarada Ötüken Neşriyat’ın standı görülüyordu. Aradık bulamadık. Sonradan öğrendiğimize göre Ötüken Neşriyat ile program düzenleme heyeti arasında bir problem olmuş.
İlk izlenimler çok önemlidir. İlk izlenimimizde panolarda ilanı yapılan adreste istediğimizi bulamadık. Diğer salonları gezmeye devam ettik. Çadırdan oluşan büyük bir salona girdiğimizde fuarın Türkiye’nin en büyük kitap fuarı olduğunu anladık. En azından bu konuda yanlış bilgi verilmemişti. İçeri girdiğimde dikkatimi “MUSTAFA KEMAL’in ASKERLERİYİZ” pankartı çekti.
Yaklaştığımda Atatürkçü Düşünce Derneği Kocaeli Şubesi’nin standı olduğunu anladım. Ahsen Bey’e “Ben bizim bölüğe uğrayacağım” diyerek kendisini Türk Ocakları Kocaeli Şubesi’nin standında bırakarak Kocaeli A.D.D standına yöneldim; stantta kibar bir beyefendi oturuyordu; “Bizim bölüğe geldim” deyince beyefendi şaşkın şaşkın yüzüme baktı. “Mustafa Kemal’in Askerleri’nin bölüğüne geldim” dediğimde gülümseyerek karşıladı. Kısa bir sohbetten sonra Türk Ocakları Şubesi standına geldim. Ahsen Bey arkadaşları ile sohbet ederken ben kitapları fiziki olarak incelemeye başladım. Amacım yayınlamayı düşündüğüm kitabım için uygun formatta bir kitap bulmaktı. Aradığım formatta bir kitap buldum. A5 kağıda 12 punto 1.5 satır aralığı bir kitaptı. Stant görevlisine; “Aradığımı buldum bu kitabı alıyorum ama okumak için değil” dediğimde onun hayreti ADD standındaki arkadaşınkinden hiç de farklı değildi. Ona da bir kitap hazırlamayı düşüncemi ve uygun bir düzenleme biçimi aradığımı bu kitapta bulduğumu söyledim, memnun oldu. “Kitabı parasız alabilirsiniz” dedi. Ben olmaz diyerek çay şekere katkı olur diye bir miktar Türk lirası bıraktım. Vakit geldi Abdullah Bey’in sohbet salonuna geçtik. Devamı “Bizim Bölük II” de.