İki yıldan bu yana Kandıra kültürüyle ilgili olarak hatırladıklarımı, bildiklerimi okuyucularımla paylaşıyorum. Dil, tarih ve gelenek-göreneklerimizle ilgili olarak hemen hepsi gözleme, bir kısmı da saha araştırmalarına dayalı otuz dört yazı yazdım. Bunların çoğunda Kandıra’nın köy hayatıyla ilgili pek çok kelimeyi izah ettim. Bu yazıdan itibaren bir dizi hâlinde bunlarda değinmediğim kelimelerden söz edeceğim. Tamamı halk ağzına ait kelimeler. Yazı dilinde olanları da var. Ancak onların Kandıra halk ağzında olup genel dilde bulunmayan anlamlarını dikkatinize sunacağım. Kelimelerin bir kısmının köylerimizdeki farklı söyleniş biçimlerini de. Önceki yazılarımda geçen bu tür kelimeleri bu seri bittiğinde bir liste biçiminde vereceğim. Haydi başlayalım:
ABAZAMZAK (sıfat): Ne konuştuğunu bilmeyen, etrafına aldırmadan yüksek sesle yerli yersiz konuşan, densiz, geveze kişi. TDK Derleme Sözlüğü’nden öğrendiğime göre bu kelime Sivas’ın Gürün ilçesinde abazambak şeklinde, “Güldürücü ve tuhaf söz söyleyen, tuhaflık yapan” anlamında kullanılıyormuş.
ABII (ünlem): Şaşkınlık, şaşırma sözü. TDK Türkçe Sözlükte abu şeklinde verilip “Şaşma ve korku bildiren bir söz” açıklaması yapılmış. Ancak bizde “Abıı!” biçiminde kullanıyor. Daha çok da kadınlar tarafından.
ADAM (isim): Kandıra ağzında “koca” anlamı çok yaygın. Bu anlam Türkçe Sözlük’te dokuzuncu sırada. Köylerimizde kadınlar eşlerinden sık sık “benim adam”, “bizim adam” diye söz ediyor.
AĞARTI (isim): Beyaz renkli güzel bir görüntü ve lezzet vermesi için dolma, sarma vb. yemeklerin üzerine piştikten sonra veya pişmeden hemen önce dökülerek hafifçe pişmesi sağlanan süt çiği vb. hafif akışkan süt ürünü. Türkçe Sözlük ve Derleme Sözlüğü’nde aynı biçimde ancak “Süt, yoğurt, peynir, ayran vb. yiyecek ve içecekler” anlamıyla verilmiş. Derleme Sözlüğü’nde Çorum İskilip’te kullanılan “Sarımsaklı yoğurt” anlamı da var.
AKSAATE (isim): Alışveriş, ticaret. Rahmetli babaannem çok kullanırdı. Arapça “ahz+iitaa” birleşik sözünden gelyormuş. TDK Tarama Sözlüğü’nde aksata etmek “bazarlanmak” sözü var. Derleme Sözlüğü’ne göre Bolu Mudurnu’da akseta, Tokat Zile, Konya Ermenek, Konya Çumra’da aksuata, Ankara Haymana ve Niğde Bor’da aksuvata biçiminde kullanılıyormuş.
ANALIK (isim): Üvey anne. Bazen anne-çocuk ilişkisi olmasa da kendisine yakın bulunup anne yerine konan yaşlı kadınlardan söz edildiğinde de kullanılır. Anadolu ağızlarının hemen hepsinde “benim analık”, “bizim analık” şeklinde kullanılan bir söz.
ANGNANMAK (fiil): Başta manda olmak üzere büyükbaş hayvanların rahatlatmak amacıyla götürüldükleri göl, dere, bataklık vb. yerlerdeki suyun içinde yatıp sağa sola hareket etmesi. Genellikle de kendi hareketleriyle oluşan çamurlu suyun. Nadiren insanlar için de kullanılır. Yattığı yerden kalkmak istemeyen tembel insanların sağa sola dönmesi bu fiille anlatılır. Kelime bizde Türkçenin halk ağzına mahsus ng sesiyle yani damak n’si ile söyleniyor. Ancak sözlüklerde “ğ”li. Türkçe Sözlük’te ağnamak “Hayvan, yere yatıp yuvarlanmak” şeklinde verilmiş. Derleme Sözlüğü’nde ise Balıkesir ve çevresi ile Kastamonu İnebolu’da ağnanmak şekliyle ve “Yatakta uyanık olarak iki tarafa dönmek, yerde yuvarlanmak” anlamıyla. Bizdeki ikinci anlamla örtüşüyor. Hafızamda çocukluk yıllarımda köyümüzde deredeki bir dombayımıza (mandamıza) sağa sola yatması için “Angnan Garaman, angnan!” diye seslenişimiz var…
APIŞAK (sıfat, zarf): Bacaklarını açarak yürüyen, ayrık bacaklı. Türkçe Sözlük’teki bu anlam, bizdekiyle aynı. Daha çok pişik vb. bir sağ sağlık sebebiyle ortaya çıkan yürüme biçimini anlatmak için “apışak yürümek” ifadesindeki gibi zarf olarak da kullanılıyor. Biraz ayıplama içeriyor. İstenmeyen bir sıfat. Böyle yürüyen insan çoğu zaman “Apışak yürüme, doğru yürü!” şeklinde uyarılır.
AYAKDAŞ (isim): Arkadaş, yol arkadaşı, yoldaş. Bazı köylerimizde ayakdeş biçimnde de söyleniyor. Türkçe Sözlük’te ayaktaş “Omuzdaş” diye verilmiş ama bizde böyle. Derleme Sözlüğü’ne göre Ordu ve köyleri ile Trabzon Maçka ve Rize Güneyce’de bizdeki anlamıyla kullanılıyormuş.
Siz bunlardan hangilerini biliyor ya da kullanıyorsunuz?..
Abzamzak ve angnanmak dışındakilerin kullanıldığını duydum, bazılarını da kullandım. Şimdi şehirli olduk, unuttuk.