2006 yılı Nisan ayının ilk günleri ,
ICMART XVII. Would Congress ‘e konuşmacı olarak davetliyim .Cuma günü konuşmamı yapmıştım. Cuma yı C.tesi ye bağlayan gece de bu tür kongrelerde geleneksel olarak yapılan “gala” yemeği vardı .
Gala yemeği , bir gemide yapılacak , içeri girdim , benim için ayrılan yere götürdüler, masadakileri selamlayıp oturmaya çalışırken , göz ucu ile diğer katılımcıları inceliyordum.Bir önceki kongrede “Prag” da da konuşmacıydım ve orada tanıdığım doktorlar ile aynı masadaydım, neyse yalnız kalmayacağım diye düşündüm.
Kapalı alanda “sigara yasağının “olmadığı zamanlar, masanın diğer ucunda , bir doktor, ben oturmak üzereyken, sen “Yunanlımısın”diye seslendi, yakamızda isimlerimiz büyük harflerle yazıyor,ülke ismi ise altta ve küçük yazılı , loş ışıklar ve sigara dumanı okumayı engelliyor, hayır Türk’üm , Türkiye’den katılıyorum , diye cevaplamama kalmadı.
Doktor, alkolün verdiği rahatlık ve Amerikalı olmanın verdiği öz güvenle ,ayağa kalktı ve el bileğini hafif bükerek ayakta , kolunu ileri geri iterek , yüksek sesle JAN SÖBiYENSKiİİİ JAN SÖBiYENSKİ İİİİ diye bağırdı…
1973 -74 yılı Kandıra Lisesi son sınıftayım. Tarih öğretmenimiz , müdürümüz Sn.Feridun Bey ( her zaman teşekkürlerle andığım ) konunun önemini belirten bir ses tonuyla anlatıyor : dünya tarihinin değiştiği yer Viyanadır( , 2. Viyana kuşatmasının bozgunla sonuçlanması ) o gün , bu satırları yazarken bile gözlerimin önünde ve Feridun hocanın sesi kulaklarımda , ne anlatmıştı hatırlayacaksınız :Çocuklar Osmanlı İmparatorluğu ve o zamanki adı ile LEHİSTAN Krallığı arasında iyi ilişkiler var çünkü Leh Kralını Rusların elinden biz kurtarmışız , buna güvenerek Merzifonlu Kara Mustafa paşa , Osmanlı ordusunu , Sırtını” Tuna” nehrine vererek konuşlandırıyor, Leh krallığından gelecek bir ihanete asla ihtimal vermiyor.Fakat kuşatma sırasında ne yazık ki JAN SÖBİENSKİ ordusuyla Tuna nehrini geçip , Osmanlı ordusunu bozuyor, işte bu an dünya tarihinin değiştiği andır.
Bunların hepsi Saniyenin onda biri süresinde gözümün önünden geçti , şaşkınlığımı gizleyerek , serinkanlılığımla, bizler Türk milleti olarak bu olayı şanssızlık olarak değerlendirdiğimizi ve Polonya halkı ile iyi ilişkilerimize devam ettiğimizi söyledim.
Eşim (Dr. Sema Fıratlı ), Ankara Deneme Lisesi mezunu , okulunu ve 1974 ÖSS birincisinin nasıl kendi sınıflarından çıktığını , okula sadece Ankara’nın en seçkin öğrencilerinin alındığını , Ankara fen lisesinin tek rakipleri olduğunu uzun uzun cümlelerle her fırsatta anlatır.
Gemiden indim, dışarda eşim karşıladı, nasıl geçti gece diye sordu,
Adamın biri JAN SÖBİENSKİ diye diye adeta kustu , dedim.
Eşim , kimmiş o…
1683 yılında Osmanlı’nın Viyana bozgunu , 2006 yılında Atlantik ötesinde ,Washington da işte böyle fatura ediliyordu bize …
600 yıl “Osmanlı tokatı” yiyenler , bu kuyruk acısını ,belli ki ,daha nesiller boyu unutmayacaklar.
Yaşıyorsa ALLAH uzun ömürler versin , yaşamıyorsa ALLAH rahmet etsin müdürümüz Feridun hocamıza …
Not: Ben , JAN Söbienskinin , Osmanlı’yı durduran adam olarak , ulusal kahraman ilan edildiğini , bir kaç yıl sonraki orta Avrupa gezimde öğrendim.
Dr.Osman Fıratlı