Ayhan Yalçın <ayhanyalcin680@gmail.com> | 16:17 (6 saat önce) | ||
Alıcı: ben |
“Kandıra ‘mmm,güzel Kandıra’m “
Kandıra’mız Kocaeli’nin güzel ve şirin bir ilçesidir.Kocaeli Yarımadası’nın kuzeyinde yer almaktadır. Osmanlı devleti zamanından bu güne kadar belediyeye sahiptir.
Kandıra’mız,Kocaeli’nin sanayisi anlamında gelişmeyen tek ilçesidir.Maalesef, sanayi olarak bir türlü gelişemedik ve hala da gelişemiyoruz.Bu gelişememenin bir çok sebebi var. Bu sebepleri yazarak başınızı ağrıtmak istemiyorum.
Kandıra, tarihi olarak çok eskilere dayanan bir ticaret merkezi konumundaydı;Bizanslılar döneminde ilçeye santral anlamına gelen “Kentri” adını verilmiştir. Kerpe Bitinya Krallığı’nın ardından Roma, Bizans ve Ceneviz gemilerinin uğrağı haline gelmiştir. Osmanlı döneminde Istanbul’un odun kömürü, tomruk gibi ihtiyaçları Kerpe’den sağlanmıştır. Kandıra Orhan Bey zamanında Kocaeli Fatihi adıyla anılan Akçakoca Bey tarafından Osmanlı topraklarına katılmıştır. 1868 yılından önce Kandıra Üsküdar kazasına bağlı bir nahiye iken ilçe olunca bağımsız Izmit Sancağı’na bağlanmıştır.
Türkiye ‘nin en geniş kumsalları arasında bulunan, temiz sahilleri ve doğa ile iç içe bulunan sahilleri nedeniyle yaz aylarında turizm faaliyetlerinin yoğunlaştığı ve binlerce insanın ziyaret ettiği çok güzel bir ilçedir.Ayrıca, Babadağı tepesinde bulunan Kocaeli Fatihi Akçakoca’nın anıt mezarı ziyaretçi akınına uğramaktadır. Ama, maalesef ticari anlamda turizmden istediğimiz gibi para kazanamıyoruz. Yani, ticari anlamda turistlerin Kandıra ‘mızına çok büyük katkıları yok.
Çocukluğumda Kandıra’ya özgü ” Kandıra Bezi” köy evlerindeki tezgahlarda dokunup, eski Türk motifleriyle işlenerek,insanların beğeniye sunulmaktaydı. Şimdi,dokumacılığın gücü eskisi kadar değil. Hatta hemen hemen bitti gibi.
Tarım alanında çok başarılı çalışmalar yapan çiftçilerimiz,ürettikleri ürünleri pazarda satmaktadır;Domates, biber, patlıcan, karpuz, fasulye, lahana, kabak, pancar, salatalık, marul ve yeşillikler, buğday, mısır, fındık…Daha bir çok ürün yetiştiriciliği yapılmaktadır. Kandıra çiftçisinin en büyük geçim kaynağı,ürettiği ürünlerin satılmasıdır.
Ayrıca, denizcilik alınanda ve ticari anlamda büyük bir ticaret merkezi konumundadır; Denizlerimizde tutulan balıklar hem ilçemizin, hem Kocaeli’nin, hemde İstanbul ‘un balık ihtiyacını karşılamaktadır. Ayrıca, Kandıra’mız için büyük bir gelir kaynağıdır.
Özellikle dünyaca ünlü” Kandıra Hindisi “ve “Kandıra Yoğurdu” ile çok tanınmış bir ilçe olan Kandıra’mız son yıllarda bu iki değerini kaybetme noktasına gelmiştir; Kandıra hindi fabrikasının kapatılması sonucu ticari anlamda büyük bir kayıp yaşadık.Şimdilerde köylerde küçük çaplı hindi yetiştiriciliği yapılmaktadır. Ama, yeterli değildir. Manda yetiştiriciliği eskisi kadar çok fazla yapılmamaktadır.Eskiden köylerde tarımla uğraşan çiftçilerimizin onlarca mandası olurdu. Çocukluğumuzdan hatırlıyorum. Artık insanlarımız manda yetiştirmiyor. Manda sayısı az olduğundan ve manda sütünün inek sütüne göre fiyatının yüksek olmasından ötürü, sırf manda sütünden üretilen yoğurt daha pahalıya mal oluyor. O yüzden manda ve inek sütü karıştırılıp, yoğurt yapılmaktadır. Çünkü, bu şekilde yapılan yoğurt daha ucuza satılıyor.
Kandıra’mızın önemli değerlerinden biride binalarda kullanılan süsleme taşlarıdır. Mimari olarak çok güzel bir görünüm kazandıran Kandıra taşları son yıllarda çok talep görmektedir.
Deniz, kum, güneş,orman ve yeşillikler…Kandıra’nın sınırları içinde saklanmış ve her bölgenin kıskandığı bir ilçe. Tertemiz denizlere sahip şirin mi şirin bir ilçe;
KEFKEN & PEMBE KAYALARCEBECİBAĞIRGANLISARISUKERPEKURTYERİÇAMKONAKSEYREKPINARLIKUMCAĞIZMİÇO KOYU…Daha ne olsun…
Bu güzel ve şirin ilçemize sahip çıkmak zorundayız. Ayrıca, ilçemizin gelişmesi için çok çalışmamız gerekiyor.
Bir gün,Kandıra hak ettiği değere kavuşacak ve ticari anlamda eskisi gibi büyük bir ticaret merkezi konumuna gelecektir. Ama, bu kolay olmayacak !!!
Kandıra ‘lı olmaktan gurur duyuyorum. Saygılarımla!!!
Ayhan Yalçın (Namı diğer Kandıra aşığı)
Güzel ve anlamlı bir derleme olmuş. Emeğine sağlık kardeşim
Çok teşekkür ediyorum efendim.
Çok teşekkür ediyorum kıymetli paşam;