DEPREM PSİKOLOJİSİNİN ÜSTESİNDEN NASIL GELEBİLİRİZ ?
Hepimiz maalesef ülkece çok zor ve travmatik bir dönemden geçiyoruz. Sevdiklerimiz ve deprem bölgesindekiler için yoğun bir endişe yaşıyoruz. Afetin olduğu bölgede fiziksel olarak an itibariyle bulunmasak bile hepimizin yüreği aklı tüm benliğiyle orada ve gözlerimiz hala yaşlı. Oradaki insanların yaralarını sarmak ve onlara destek olmak istiyoruz ve hiç şüphesiz ki elbirliğiyle küçük -büyük demeden milletçe canı gönülden devletimizle elele verip bu yaraları sarmaya çalışıyor ve birçok yaraya merhem olmaya çalışıyoruz .
Deprem sonrası birçok fiziksel ,duygusal, davranışsal ve zihinsel belirtiler yaşayabiliriz. Unutulmamalıdır ki bu tepkilerin hepsi olağan dışı bir olaya karşı verilen normal tepkilerdir.
Fiziksel olarak; uyku bozuklukları, yeme içme düzensizlikleri, kalp çarpıntısı, mide bulantısı, yorgunluk hissi, kas ağrıları yaşanabilir.
Davranışsal olarak ; öfke patlamaları, aşırı hareketlilik yada hareketsizlik, izole olma ihtiyacı, her şeyi kontrol altında tutma ihtiyacı ve eleştiriye tahammülsüzlük olabilir.
Sosyal olarak; insanlarda uzak kalma isteği, sosyal ilişkilerde zorlanma, ev, okul ve ikili ilişkilerde sorunlar görülebilir.
Kendinizi zihinsel olarak tükenmiş ve yorgun hissedebilirsiniz. Odaklanma problemleri ve bellek sorunları kafa karışıklığı da bu duruma eşlik edebilir.
Bu belirti ve tepkiler ilk haftalarda yoğun yaşanabilir ve değişik düzeylerde devam edebilir. Aslında bulgular bireysel başetme yöntemlerimizin bir savaşıdır. Bu zor süreçleri tolere etme ve biçimlendirip anlamlandırma sürecimizin verdiği bir cevaptır.
Peki neler yapabiliriz ?
Bu süreçte haber kaynaklarına ve sosyal medyaya gereğinden fazla maruz kalmamak, psikolojik sağlamlık açısından önemlidir. Rutinlere dönmeye çalışmak çok kıymetlidir. Bütün rutinlerimize elbette ki aynı anda dönemeyebiliriz. Her gün yenisini ekleyerek devam etmek kendi hızımızda kendi normalleşme sürecinde bunu fark etmek ve uygulamak ruh sağlığı açısından başarıdır. Duygularımızı sevdiklerimizle paylaşmak, onlardan destek istemek ihtiyacımız olduğunda yardım talebinde bulunmak önem arz eder.
Depremden sonra yaklaşık bir ay kadar akut stres tepkileri dediğimiz bu durumları yaşamak çok olağan ve doğaldır. Devamındaki süreçte bu belirtilerde bir azalma yoksa, bireyin işlevselliğinde bozulmalar başladıysa mutlaka bir ruh sağlığı uzmanından destek alınması gerekmektedir.
Tüm bunların ışığında kendi iç görüşümüze sahip çıkmak ve korumak adına tedbirli olmak, yaşam alanları için gerekli denetimleri yaptırıp önlemleri almak, afet çantası hazırlamak, hissedilen duyguları paylaşmak, huzurumuza vesile olacak ve kalbimize iyi gelecek insanlarla konuşmak ve etkileşimde bulunmak, sorunlarımızın baş edilemez noktaya gelmesini beklemeden çözüme kavuşturup ruhumuzun nefes almasını sağlamak çok kıymetli ve çok önemlidir.
Bu vesileyle hepimize geçmiş olsun, başımız sağ olsun. Fiziki ve ruhi yaralarımızı tez zamanda sarabilmek dileğiyle; bu mübarek Ramazan ayının ve Ramazan bayramının tüm kalplere huzur, sağlık ve yaşama sevinci getirmesi temennisiyle …
Sevgiler ….
Psikolog Dr.Pınar AYDOĞDU ARSLAN