Satranç Köşesi- Mustafa YILDIZ

  1. HAFİF ALETLER
    Filler ve atlar hafif aletlerdir, onlardan yalnız biriyle mat yapılamaz -hatta doğru savunma karşısında
    iki atla da mat yapılamaz- ama oyun kurmada ve ağır figürlerle iş birliğinde çok işe yararlar. Hangisi
    daha iyidir? At mı fil mi? Bu soru anlamlı mı? Evet çünkü ikisi birbirine eşit ya da yakın kuvvette olan
    figürlerdir. Yerine göre at yerine göre fil… Bu konuda 3. Dünya Şampiyonu Capablanca şöyle diyor:
    “At ve Filin Göreceli Değerleri
    Amatörler tarafından genel olarak atın filden daha değerli olduğu düşünülür. Bu düşüncenin temel
    nedeni filden farklı olarak atın hem siyah hem de beyaz karelere gidebilmesidir. Oysa ki unutulan şu ki
    herhangi bir anda atın tek renge gitme seçeneği vardır. Atı bir kanattan diğer kanada getirmek daha
    fazla zaman alır. Oyuncu ne kadar zayıfsa at onun için o kadar korkutucudur ama oyuncu gücünü
    artırdıkça filin gücü daha anlaşılır hale gelir ve gözünde değeri at karşısında artmaya başlar. Bu açıdan
    günümüzün ustaları geçmiş ustalardan öndedirler. Pillsbury ve Chigorin atları fillere tercih etmişlerdir.
    Günümüzde ise yukarıda anlatılanlara hak vermeyecek usta olacağını sanmıyorum.” (J. R. Capablanca
    – Satrancın Temelleri Çev. Selim Gürcan)
    Sovyet Okulu ise filciymiş. Türkiye’de antrenörlere eğitim veren Rusya, Belçika ve Türkiye satranç
    şampiyonu Mikhail Gureviç derste anlatmıştı. “Fil mi at mı?” diye Kasparov’a sormuşlar, İmparator’un
    yanıtı, “Hatta en kötü fil bile attan daha iyidir” olmuş. Gureviç, bir dersine de konu başlığı olarak “Fil
    Avcısı Atlar” demişti. Öğretim panosuna da çok kötü bir fil ve güzel bir at olan konum dizmişti. (D1)

(D1)’deki fil için “iri piyon” demek belki daha doğru olur.
Filin ata karşı üstünlüğünü gösterdiği özel bir durum ise tahtanın kenarındaki atın rakip fil tarafından
tutsak edildiği konumdur. (D2) Hindistan’da oynanan 44. Satranç Olimpiyatlarında Azerbaycan Milli
Takımı 1. Masa oyuncusu GM Mamedyarov, Kübalı rakibi Quesada karşısında, filiyle uzun süre tutsak
ettiği siyah atın etkisizliğinden yararlanıp oyunu kazandı.
Ünlü teorisyen, Büyük Usta Aron Nimzovtsch, My Sistem adlı yapıtında “Fil ve Atın Göreceli Gücü”
başlığı altında topladığı değerli görüşlerinde filin uzun erişimli olması nedeniyle ata baskın çıktığını
(D3) ancak tahtada yalnızca tek renk karelerde dolaşabilmesi nedeniyle de filin bazı konumlarda at
karşısında etkisiz kalabileceğini (D4) vurgulamaktadır. Fakat fil çiftine sahip olan tarafın elinde büyük
stratejik silahının olduğunun bilinmesi gerektiğine dikkati çeker.


(D3)’teki konumda ‘kısa mesafe atlayabilen ata karşı uzun mesafe gidebilen filin üstünlüğü’ görülüyor.
Atı c3, d4 veya f8’de olsa bile Siyah’ın oyunu kurtarılamaz.
(D4)’te ise Beyaz, açık renkli karelerdeki zayıflığı nedeniyle yenik düşer.
(Diyagramlar ve diyagram altı yazıları Aron Nimzowitsch’in Benim Sistemim adlı eserinden alınmıştır.
Çev. Fahri Karabay)
Konuya ilişkin olarak Capablanca’nın iki ilkesini hatırlayalım:
“Rakibin fili varsa piyonlarınızı rakip filin rengindeki karelerde tutun.”
“Filiniz varsa rakibin fili olsun olmasın piyonlarınızı filiniz ile ters renkli karelerde tutun.”

Elbette ilkeler, konumun ihtiyaçlarına göre değişikliğe uğrayabilir.
Nadiren görülen, tüm piyonların tahtanın bir tarafında kaldığı “bloke konum”larda ise at, filden üstün
olur. (D5) (J. R. Capablanca/ Satrancın Temelleri Çev. Selim Gürcan)

(D6)’daki konumda mat yok.
Hafif aletlerin değeri aslında konuşlandıkları karelere göre ortaya çıkar. Yasser Seirawan’ın Satrançta
Kazandıran Stratejiler kitabında belirttiği gibi etkin olabilmeleri için atların rakip alanda dayanak
noktalarına ihtiyacı vardır. Nimzowitsch bu noktalara “outpost”, “ileri karakol” diyor. Seirawan, 1. 2.
ve 3. yataylardaki bir atın ancak savunma görevi üstlenebileceğini, 4. yataydaki bir atın ise hem
savunmada hem de hücumda kullanabileceği için bir fil kadar güçlü olabileceğine işaret ediyor. 5.
yataydaki atların filden daha üstün olduğu görüşünü ileri süren Seirawan’a göre hele 6. yataydaki bir
at, rakibin gırtlağına takılmış kemik gibidir.

  1. Satranç Olimpiyatı, 5. Tur, Özbekistan – Slovakya maçının 2 masasında, siyah atlar şaha kalkmış.
    (D7) Beyaz, onlardan hiç değilse birini uzaklaştırmak istiyor ama boşuna. 35…Ad2+ 36.Şa1 Ad3 37.Kg4 Ke1 Artık mat ağı kuruldu. 38.Şa2 Ac1+ 39.Şa1 Acb3+ 40.Şa2 Kxe1 Beyaz terk etti. 0-1 Ka1+ matına önlem yok. 44.Satranç Olimpiyatı 4. Tur, Türkiye – Azerbaycan maçının 4. Masası oyununda oluşan (D8)’deki konumda b6 ileri karakoluna oturan beyaz at -tam da gırtlağa saplanmış kemik gibi- beyaz kalenin a8 karesine gelip siyah şahı boğmasına yol açıyor. Siyah’ın birkaç hamle şah çekecek olmasının bir esprisi yok, oyun bitik. 1-0
    Sihirli Atlar


Ratmir Kholmov – Paul Keres, Tiflis, 1959 SSCB Şampiyonası oyununun 11. hamlesinde Siyah,
merkezdeki atı piyonla tehdit edip vezirleri değiştirmek istiyor. O, bekliyor ki Beyaz 12.Af3 oynasın.
Böylece 12… Fb7 ile vezir filini büyük çapraza yerleştirecek. Bu planın arkasında 13…Vxd1 13.Kxd1
Fxf3 14.gxf3’ten sonra Beyaz’ı hem şah kanadında bozuk piyon yapısıyla bırakmak hem de e5
piyonunu kazanmak niyeti yatıyor. Kholmov, burada çok şaşırtıcı bir hamle yapıyor: 12.Ac6! Bu at,
dönüşü olmayan bir yola giriyor, tek başına girmiş bir ordunun içine, vezire de kafa tutuyor. Sihirli
değil deli bir at! Siyah burada uzun düşünüp 12…Vd7 oynuyor.
Soru 1: Siyah, arzu ettiği gibi 12…Vxd1 13.Kxd1 Fb7 (Fd7) ile vezirleri değişip atı isterse (D9a) Beyaz,
oyuna nasıl devam eder?

Cevap 1: (D9a)’daki konumda Beyaz, 14.Ad5! ile şah-kale çatalı tehdit eder. 14…Fxc6 15.Ac7+ Şf8
16.Axa8 Fxa8 17.Kd8# ile Siyah şah mat olur. (D9b)
Eğer, Siyah 13.Fd7 14.Ad5! sonrasında 14…O-O atarsa Beyaz, 15.Ade7+ Şh8 16.Kxd7 ile alet ve piyon
kazanırdı. (D9c)


Oyuna dönelim. Büyük şaşırtım şimdi geliyor. 13.Axe7!! Şxe7 İnanılmaz bir feda.(D10) Beyaz, atını
çaresizlikten mi 1 piyon karşılığında veriyor?

Soru 2: Siyah, feda edilen atı vezirle alabilir miydi?
Cevap 2: Eğer Siyah, 13…Vxe7 oynasaydı Beyaz şöyle devam ederdi: 14.Ad5 Vd8 15.Af6+ Fxf6
16.exf6+ Fe6 17.Fxh6 Vxd1 18.Kaxd1 (D10a) sonrasında evet fazla materyal kaybı olmazdı Siyah’ın
ama konumu tamamen felç olmuş olurdu.
14.Fxh6 Fxh6 15.Vf3! Aslında iki kaleyi birden tehdit ediyor. 15…Fg7 16.Ad5+ (D11)

Soru 3: Beyaz, niçin 16.Vxa8 ile koskoca kaleyi almadı?
Cevap: 16.Vxa8?? Fb7 17.Vxa7 Vd5 Siyah mata oturdu. 18.f3 Ka8! Beyaz, matı durdurur ama vezirini
kaybederdi. (D11a)
16…Şd8 17.Kad1 Fb7 18.Vb3 Fc6 19.Axb6 axb6 (D12) Beyaz atlar görevlerini tamamlayıp gururla
sahneden çekildiler.


20.Vxf7 Beyaz, veziri almak için acele etmiyor, 1 piyon daha tırtıklıyor. 20…Fxe5 21.Kxe7 Fxe7
22.Kxe5 (D13) Artık Beyaz’ın ezici bir üstünlüğü var. 1-0
Oyunun tamamını buradan Ratmir Kholmov vs Paul Keres (1959) Değerli Zaman (chessgames.com)
izleyebilirsiniz.
Gennadi Kuzmin – Attila Groszpeter, Kuşadası, 1990 oyununda o zamanlar ve şimdilerde de çok
popüler olan Sicilya Savunması Najdorf devam yolundan gelen (D14)’teki konumu değerlendirirken
hafif taşları karşılaştırmak bile bir fikir verebilir. Beyaz fil, tahtada 11 kareye gidebiliyor, istikbali
parlak, önü açık, böyle fillere “iyi fil” veya “aktif fil” deniyor. Siyah fil ise şimdilik 4 kareye gidebilir ki
bu kareler rakibi rahatsız edecek kareler de değil. Böyle fillerin adı da “kötü fil”. Bu kötü fil beyaz at
karşısında dahi zayıf sayılabilir, onun gideceği karelerin çoğunu çünkü kendi piyonları kapatmış. Atları
karşılaştırırsak, beyaz at az da olsa gelişmiş sayılabilir ama siyah at kış uykusundan henüz uyanmamış.
Figürleri arasındaki uyumsuzluk, bağlantısızlık da Siyah’ın başka bir zayıflığı olarak gösterilebilir. İşte
Beyaz, bu zayıflıklar bir sis perdesi gibi ortadan kalkmadan radikal bir kararla harekete geçiyor.
18.f6! Fxf6 19.Kxf6 gxf6 Bu konumsal kalite fedası meyvesini hafif figürler az sonra işe karışınca
verecek. 20.Vg4+ Şh8 21.Vh4! Hem e4 piyonunu tutuyor hem f6’ya yükleniyor. 21…Ve6 Her yere
sadece vezir koşuyor! Hantal kaleler yerlerinden kalkamıyor. At ise hâlâ derin uykularda. 22.Ad4!!
(D15) Tanrım! Böyle bir hamleyi insan nasıl düşünür? Bu gerçekten sihirli bir at. 22…Ve7

Soru 4: At, 22…exd4 ile alınamaz mıydı?
Cevap 4: Alınırdı ama oyun hemen biterdi. 22…exd4 23.Fxd4 Ac6 f6 korunamıyor. 24.Fxf6+ Siyah ya
vezirini verecek ya da sonraki hamlede mat olacaktı. (D14a)

23.Af5! Ve6 At, şah kanadına veziri tehdit ederek geliyor ki bu tempo kazancı demek. Daha neler
yapacak? 24.Kf1 d5 25.Ag7!! (D15)
At adeta kendin geçmiş vaziyette kendini taştan taşa atıyor. Her atışıyla, atılışıyla ayrı bir mat motifi
çiziyor. Yine vezir tehdidi ve yine dokunulamıyor.

25…Ve7
Soru 5: 25…Şxg7 niçin oynanamıyor?
Cevap 5: Eğer 25…Şxg7 26.Fh6+ Şh8 Zorunluluk yoksa 26…Şg8 27.Şg3 ve mat olur. 27.Fxf8 (D15a)
Beyaz üstün.
26.Fc5 Bu sefer de fil çıldırdı! 26… Vxc5 27.Ah5 (D16) Siyah terk etti. 28.Vf6+ Şg8 29.Vg7# veya
28.Af6 ve sonra 29.Vh7# tehditleri önlenemiyor.

Oyunun tamamını buradan Kuzmin, Gennadi P (2495) vs Groszpeter, Attila (2545): B92 Sicilian
Defense: Najdorf Variation, Opocensky Variation, Traditional Line • lichess.org izleyebilirisiniz.
Ayrıca bu oyun hakkında Skandal Satranç Turnuvası (Nilüfer ile Ne İlgisi Var?) – YouTube ve Ratmir
Kholmov – Paul Keres; Tiflis, 1959 oyunu hakkında Unutulmuş Satranç Ustasının Sihirli Atı – YouTube
kanalında Selim Gürcan’ın harika anlatımıyla doyurucu yorumlarını da önemle öneririm.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir