Kandıra-Avukat Abdurrahman KAYMAK

sana büyük şehirlerden bahsedeceğim.
en büyük camiler orada kurulur,
en küçük mezarlar orada kazılır
en kara yazılar orada dizilir.

yüksek minarelerde sela verilir,
civar hanelerde zina edilir.
büyük şehirlerde yalan söylenir,
halbuki küçük köylerin mezarlığı bile yoktur.

büyük şehirlere bağlanma mehmedim.
öyle bir şehre yerleş ki,
küçük olsun fakat bizim olsun.
sokaklarında tanımadık yüz,
ensesine şamar atmayacağın kimse dolaşmasın.
her ağacına elin,
her karış toprağına terin değsin.
ve kuytu evlerden birinde
senden habersiz ölenler olmasın.

Bedri seni anlatmış be Kandıram. Okumak İçin İstanbul’a giden ve her hafta sonu sana geri gelen bir tanıdığın hisleri tam da böyleydi. 

Bizim orada biri ceketini alır giderse Belediye hoparlöründen duyarsın kimlerden olduğunu. Habersiz gidebilirsin yani ama kimsesiz uğurlanmazsın…


Şu meydandan geçerken düğün arabam Erkan Abi eşime Şanzelize’ye (Champs-Élysées) hoş geldin demişti. Çok da yanlış sayılmaz.


İsmail Amca’nın eczanesi, Ender Abinin kırtasiyesi, Reşat Amcanın kuyumcu dükkanı bir dile gelse de konuşsa; ne hatıralar anlatırlar.



Şurada solda Adnan Güneş amcanın dükkanı vardı. Adnan amca Sarısu’dan da komşumuzdu. Eşi Jale Teyze Akçakoca’da öğretmendi. Adnan amca Galatarasay Lisesi’ni bitirmişti. ( Bende İstanbul Liselerinden mezun olanlara karşı özel bir ilgi var saklayamam) Turgay Şener gibi milli futbolcular ile aynı dönemde okumuştu Galatasaray’da. Bizim çay bahçesine gelir anılarından bahsederdi. Çocukluğumdan beri en büyük zaafımdır benden büyüklerin hatıralarını dinlemek. Bu beni alır götürür ve çok kıymetli tecrübeleri yaşamadan edinmiş gibi hissederim. Adnan amca da rahmete kavuştu. Mekanı cennet olsun.

Neyse gelin dönelim çarşıya. Zaman zaman kopuk kopuk anlattığım tüm güzel insanları şimdi tek tek hatırlatacağım size.

Hadi gelin lokantacılar çarşısına. Bugünlerde Bereket Lokantası ben çocukken İnci Pastanesi idi. 23 Nisanlarda peynirli kol böreği ve limonata içmek için can attığımız İnci Pastanesi…

İsmail Amcanın eczanesinin hemen bizim oraların deyimi ile dibinde ayakkabılarımızı boyayan boyacı Hüseyin abimiz vardı ve hala orada. Onların önünde sokağın giriş kapısı gibi dünyanın en güzel tulumba tatlılarını satan seyyar Fazlı abi yerini almıştır.

Şanlı abiler Turan ve Turgut Abileri dükkanları İsmail Amcanın bitişiğidir. Karşısında Sebahattin Amcanın bakkalı ve Salih Amcanın kuyumcu dükkanı vardı. Salih Amcanın yanında da Ethem abinin dükkanı…
Liseye giderken bu insanların yanında çay içmeye, onları birbirlerine nüktedan takılmalarını izlemeye bayılırdım. Çok çok iyi tanımıyorum kendisini torunu Tuğer Aydoğdu sınıf arkadaşım olur, merhum Dünya Güzeli İbrahim Amca da bu ekiptendi. Çok neşeli bir insandı. Çok sevilirdi.

Bu ekibin başını çektiği bir tiyatro ekibi bile vardı bizim Kandıra’da.

Şimdi Ayyıldız Lokantasının olduğu yerde rahmetli Orhan Maviş Amcanın lokantası vardı. Bir gün Türkocağı Caddesinde berber Aytekin Abiye tıraşa gittim. Orhan Amca da benden önce gelmiş, tıraşı bitti bitecek. Kaça gidiyorsundan bir girdi. Kendimizi Osmanlı tarihinde bulduk. Kendisi çok severmiş Osmanlı tarihini beni soru yağmuruna tuttu. Soruyor ben cevaplıyorum. Ben cevapladıkça onun hoşuna gidiyor. Sanırım Sırpsındığı Savaşına … Ben diyorum 1364 o diyor filanca tarih. Evlat dedi. “Benimle iddiaya girme, hatalısın.” Orhan Amca dedim. “Bekle evden kitabı alıp geleyim.” “Hadi git dedi. “ Koştum, öyle hızlı geçtim Tekke meydanından Zafer Okulunun karşındaki evimize vardım hemen. Tarih kitabını aldım. Orhan Amca 1364’ü görünce. Çarşamba gel ama öğretmenini de davet ediyorum, öğlen yemeğiniz benden demişti. Öğretmenim gitmedi ama ben İskenderi kaçıracak kadar sabırlı olmadığımdan, Çarşamba günü Orhan Amca’ya gittim. Bir güzel yemeğimi yemiştim. Başımı okşamış aferin demişti. Orhan Amca da uzun zaman önce rahmete karıştı. Allah gani gani rahmet eylesin.

Sonra bir güzel insan Ahmet Kürek abimizin de lokantası vardı çarşı içinde. Ne zaman önünden geçsem. Kapının önünde durur. Herkese ama herkese selam verirdi. Ahmet abi de çok güzel bir insandı. Allah ona da rahmeti ile muamele eylesin.

Çarşı içinde Akalınlar, Mustafa Sezginoğlu abi, Alkanlar, gibi hepimizin hatırladığı esnaf büyüklerimiz vardı. Ama sokak bitince Metin abi de vardı. Metin abi kuruyemişin tek adresi idi. Sıcak tuzlu fıstık yemek isteyen ona giderdi. Meydandaki çeşmenin alt başında rahmetli Remzi Bulgurcu amcamız vardı. Remzi amca, babaanne tarafından da akrabamızdır. Gider ayakkabı alır, parasını babam, dedem verecek derdik. Bir gün güler yüzünden başka bir şey görmedik. Remzi Amca da bu yıl aramızdan ayrıldı. Allah rahmet eylesin.

Kısa olan okunuyor diyorlar. Burada keselim. Tükocağı Caddesinin tüm güzel insanlarına bir daha ki beyaz yapraklarda değiniriz. Volkan Bulgurcu Abi, merhum Yunus Abi, Mustafa Abi, merhum Mürteza Amca ve daha niceleri…

Sevgi, saygı ve mutluluk ile kalın.

A.K

One thought on “Kandıra-Avukat Abdurrahman KAYMAK

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir