KANDIRADA HİNDİCİLİK
Hor kullandığımız dünya devamlı artan nüfusu doyuramaz hale gelmektedir.
Bu nedenle ucuz ama değerli gıdalar üretmek zorundayız. İste hindi bunlardan biridir. Evdeki
yaşlıların işi gücü hindi bakmaya çok müsaittir. Hindi büyük ve küçük baş hayvanların
değerlendiremediği cılız otları, anız artıklarını, çekirge ve böcekleri yiyerek çok kıymetli bir ete
dönüştürür.
Hindi eti protein ve vitaminler bakımından zengin, kolesterol bakımından çok düşük değerlere
sahiptir. Hindi eti lezzet bakımından da diğer beyaz etlerden üstündür.
Ülkemizde amerikan bronz hindisi adete Kandıra hindisi olarak adlandırılıp pazarlarda da Kandıra
hindisi olarak aranılır olmuştur.
Yıllarca yöneticiliğini yaptığım kandıra HİNDİCİLİK üretme istasyonu kapatılmıştır. Oysa çiftcinin
elinin dar olduğu ocak şubat aylarında bir gelir kapısıydı. Yılda 100 bin civarında hindi palazı
dağıtılıyordu. Bunun 80 bini pazara sunulsa ortalama 6 kg dan 480 bin kg hindi eti demektir. Gecen
yıl ki rakamlarla kg mı 35 TL den 16milyon TL Kandıra çiftçisinin cebine girebilirdi. 16 milyon
TL kilosu 2 TL’den 8 milyon kilo buğday demektir. Bu buğdayı üretebilmek için dönüm başı
500 kilogramdan 16 000 dönüm buğday ekilmesi gerekir. Gübresi, ekimi, tohumu göz önüne
alındığında Kandıra çiftçisinin neler kaybettiği açıkça ortadadır. Pazarı Trakya çiftçisi doldurmuş
ve kendi ürettikleri hindi Kandıra hindisi olarak tüketime sunulmaktadır.
Yerel Yöneticilerimizin bunu değerlendirmelerini bekleriz. Nisan, mayıs aylarında Büyüksehir
tarafından sağlanacak hane başı 200 adet hindi palazı desteği ile kandıra hindisi tekrar eski
günlerine kavuşturulup çiftçimizin gelirleri arasına eklenebilir.
