Babam Raif Alkan 1934 yılında Kandıra’nın Beylerbeyi (Kıranlar) köyünde dünyaya geldi. 2. Dünya Savaşı yıllarında zor bir çocukluk geçiren babam köyde, ilkokula sadece birkaç ay devam edebildi. Daha sonra ailesinin geçimini sağlamaya yardımcı olmak için köy işleriyle uğraşarak yaşamını devam ettirdi. On beş yaşında annesini kaybettiğinde beş kardeşin en büyüğü olarak çocuk yaşında ağır sorumluluklar yüklendi. Yirmi yaşında İstanbul Beykoz’da Abbas Bey’in Çiftliğinde çalışmaya başladı. Orada çalışkanlığıyla çiftlikteki herkes tarafından takdir edildi. Daha sonra Abbas Bey’in birçok sorumluluk verdiği bir kişi haline gelip yıllarca orada çalıştı. Yaklaşık on beş yıl çiftlikte çeşitli kademelerde çalıştıktan sonra Beylerbeyi Köyü’ne, ailesinin yanına geri döndü ve orada çiftçilik yapmaya devam etti. Bir süre sonra Kandıra’nın çeşitli köylerinden mevsimlik işçileri Abbas Bey’in çiftliğine çalışmak için götürdü. Orada geçici süreli işler aldı. 1971 yılında benim Beylerbeyi İlkokulu’nu bitirmemle beraber Kandıra’ya göç ettik. Kandıra’ya gelmemizin ana sebeplerinden biri ben ve kardeşlerimin daha iyi bir eğitim alma olanağımızdı. Burada bizleri okutmak için çok çabaladı. Kandıra’da hindi ticareti yapmaya başladı. İstanbul’daki belirli restaurant ve otellere kesilmiş hindi eti tedarik ediyordu. Kandıra’da bu işi yapan sayılı insanlardan biriydi. Kandıra Hindi’sini İstanbul’da tanıtılmasında payı çok büyüktü.
Doğup büyüdüğümüz Beylerbeyi Köyü’nün eğitim seviyesi çok düşüktü. Bu durumu değiştirmek en çok arzuladığı konulardan biriydi. Annem Lütfiye Alkan bu amaçta en büyük yardımcısıydı. Beylerbeyi Köyü’nde özellikle kız çocuklarının okula gitmesi için aileleriyle konuşarak onları ikna etti.
Ben Vasıf Alkan, 1977 yılında Kandıra Lisesi’ni bitirdim. Beni İstanbul’a üniversiteye hazırlık kursuna gönderdi. Bu sırada da İstanbul Beykoz’da bir taş ocağı işletmeye başladı. Ben de ara sıra orada çalışarak hem babama destek oluyor hem de kendi harçlığımı çıkarmaya çalışıyordum. 1978 yılında Almanya’da eğitim almam için elinden geleni yaptı. İki sene orada kalıp eğitim almamda çok destekleyici oldu. Türkiye’ye ailemi görmek için ziyarete geldiğimde 12 Eylül Askeri Darbesi oldu ve ben Türkiye’de kaldım. 1980 yılında Marmara Üniversitesi Almanca Dili ve Edebiyatı bölümüne başladım. Kardeşim Mesut Alkan 1978’de İstanbul Üniversitesi Veterinerlik Bölümü’ne başlamıştı. Birlikte ve babamızın desteğiyle İstanbul’da üniversite eğitimlerimizi tamamladık. 1985 yılında ben, Bingöl’e Almanca öğretmeni olarak; kardeşim Mesut da Artvin’e veteriner olarak tayin oldu. Diğer kardeşim Yılmaz Alkan Uludağ üniversitesi matematik bölümünde okuyordu. En küçük kardeşimiz, Zülfiye Alkan, daha sonra Anadolu Üniversitesi’nde İşletme bölümü okumaya başladı.
Babam 1970 yılının sonlarında hindicilik işini daha da büyüterek İstanbul, Ankara, Bursa ve İzmir’e kadar bir sürü şehirde şatış yapmaya başladı. Rahmetli eski Dışişleri Bakanı Turan Güneş, babamı yanına çağırıp Kandıra’da hindi üretimini artırmak için ne yapabiliriz diye fikrini almıştı.
Babam okuryazardı ancak annemin okuma yazması yoktu. Buna rağmen her ikisi de çok aydın ve eğitime önem veren insanlardı. İlk torunları, kızım, Cansu Ezgi Alkan, Koç Üniversitesi’nde Psikoloji ve Sosyoloji’de çift ana dal yaparak eğitimini tamamladı. Daha sonra Amerika San Fransisco Üniversitesi’nde Çocuk Kliniği Psikolojisi dalında yüksek lisansını tamamladı. Halen orada, terapist olarak çalışmaktadır.
Mesut Alkan’ın kızı Beyza Alkan, Yıldız Teknik Üniversitesi Elektrik Mühendisliği’ni bitirerek Ford Otomativ’de mühendis olarak çalışmaktadır. Mesut Alkan’ın oğlu Utku Alkan Sabancı Üniversitesi’nde Mühendislik Fakültesinde okumaktadır.
Yılmaz Alkan’ın kızı Berfin Alkan, Orta Doğu Teknik Üniversitesi İşletme Bölümü’nden mezun oldu ve şu an QNB Finansbank’ta Hazine Bölümünde çalışmaktadır. Diğer kızı Bahar Alkan da fen lisesinde eğitimini devam ettirirken aktif olarak yelken sporculuğu yapmaktadır. 2021 yılında Türkiye 1.si seçildikten sonra milli sporcu olarak ülkemizi Dünya ve Avrupa Yelken Şampiyonalarında temsil edecektir.
Zülfiye Alkan(Erdem)’in oğlu Ali Fırat Erdem de üniversiteye girmek için hazırlanmaktadır.
Sevgili babam ve annem, Beylerbeyi(Kıranlar) Köyü’nden çeşitli imkansızlıklardan Kandıra’ya gelerek; bizlerin ve torunlarının başarılarında büyük pay sahibi olmuşlardır. Bütün emekleri için teşekkür ederim.
Vasıf Alkan
Raif Amca ve Lütfiye Teyzenin ellerinden öperim. ALKAN Ailesine selam ve saygılar sunarım.
Örnek alınması gereken bir hayat hikayesi…Basta RAİF ALKAN amcamız olmak üzere tanıdığım tüm alkan aileleri ekonomik çıkarları yerine eğitime öncelik vermişlerdir.kanımca bunun altındada etnik milliyetçilik yerine ulusalcı zihniyete hakim olmalarından geliyor…tüm yeni jenerasyon alkan gençlerine başarılar,ve ebeveynlerinede sağlıklar diliyorum.
Eğitime ve üretime önem vererek hemşehrilerimize olumlu anlamda örnek olan Raif ALKAN amcamızı tebrik ediyorum. Başarılı gençlerimiz ile de gurur duyduk.