Önceki yazılarımda Kocaeli’nin diğer yerleriyle birlikte Kandıra’dan da atasözü ve deyimler derlediğinden söz ettiğim Muzaffer Uyguner, 7 Şubat 1923’te Kandıra’da doğmuş, 16 Eylül 2002 tarihinde Balıkesir Burhaniye’de hayatını kaybetmiş bir hemşehrimiz. Asıl mesleği hukuk ve iktisatla ilgili olan Uyguner Türk edebiyatıyla da ilgilenmiş, denemelerinin yanı sıra şiir çeviri ve eleştirileri yapmış, Türk edebiyatının onlarca edebî şahsiyeti ile ilgili incelemeler kaleme alarak yayımlamış.
Yukarıda söz ettiğim atasözü ve deyimleri derleyip Türk Dil Kurumuna gönderen ve 1971’de ilk baskısı yapılan Bölge Ağızlarında Atasözleri ve Deyimler kitabında yayımlanmasını sağlayan Uyguner’in Kandıra halk kültürüne hizmetleri bunlarla sınırlı değil. Öncesinde ve sonrasında da Kandıra halk kültürüyle ilgili çeşitli yazılar yazmış. Bunlardan 1949-1980 yılları arasında aylık olarak çıkan Türk Folklor Araştırmaları dergisinde bulunan bazıları şunlar: Kandıra’da Oyun ve İnançlar (Sayı:100, Kasım 1957), Kandıra’da Düğünler (Sayı 102, Ocak 1957), Kandıra’da Bilmeceler (Sayı: 107, Haziran 1958), Kandıra’da Ruh Üzerine İnanışlar (Sayı: 275, Haziran 1972).
Kendi saha araştırmalarım sırasında öğrendiklerimi ve diğer araştırıcıların bu konuda verdiği bilgileri sonraki yazılarıma bırakarak bu yazıda Uyguner’in Kandıra’daki halk inançlarıyla ilgili tespitlerini dikkatinize sunmak istiyorum. Böylelikle bu değerli bilgileri arşivlerde unutulup gitmekten kurtarmış, böylelikle de merhum büyüğümüzün ruhunu sevindirmiş olacağımıza inanıyorum. Dikkatimi Muzaffer Uyguner’in yukarıdaki yazılarına çekerek buna vesile olan (Kocaeli Üniversitesi akademisyenlerinden halk bilimi araştırıcısı) Fatih Kıran’a teşekkür ederim. Bu yazılardan “Kandıra’da Oyun ve İnançlar” başlıklı yazının bana çok ilgi çekici gelen ikinci bölümü aynen şöyle:
İnsan Âzalarına Dair İnançlar:
A- Baş ve Saç :
* Başbaşa vuran iki kişiden birinin kel olacağına inanılır. Bundan korunmak için ikinci defa başlarını vurmaları lâzımdır.
* Cuma günü baş ağrısından bahsedilmez. Zira her Cuma baş ağrısı gelir.
* Başında vakitsiz ak bulunanın saadete ereceğine inanılır.
* Kesilmiş saça basanın başı ağrır.
B- Kaş ve Göz :
* Kaşı düz olan zekîdir.
* Kaşı kaşınan tanıdığa rastlar.
* Gözünün beyazı fazla olanlar hain ve katil olurlar.
* Yeşil gözlüler insafsızdır.
* Gözleri büyük olanlar tamahkâr olur; mala hiç doymazlar.
* Göz kapaklarının inceliği zekâya alâmettir.
* Sağ gözü seğiren sevinçli, sol gözü seğiren kederli haber alır. Her ikisi de seğirirse kavga edecek demektir.
C- Kulak ve Burun :
* Kulağı küçük olan kişinin karısı güzel olur.
* Cumartesi günü kulağı çınlayanın muradı olur.
* Sol kulak çınlarsa aleyhinde, sağ kulak çınlarsa lehinde konuşulmaktadır. Kızarma halinde de ayni hüküm caridir.
* Burnu büyük olanlar kibirli ve nankör olur.
D- Kol, El ve Avuç :
* Dirseğinden öpülen kimse hacca gider.
* Sağ avuç kaşınırsa, para alınır; sol kaşınırsa para verilir.
* Eli soğuk olan kimsenin kalbi sıcaktır.
* Pazar günü tırnak kesene hediye gelir. Cumartesi günü kesmeği itiyat edinirse, Kâbe’ye gider.
* Gece tırnak kesenin ömrü kısalır.
* Kesilen tırnaklar sokağa atılmaz. Bunlara basanlar büyülenirmiş.
E- Ayak :
* Ayağının altı kaşınan yola gider.
* Ayakları üzerinden atlanan kimsenin boyu kısa kalır.
* Düztabanlar uğursuz sayılır.
İnsanlar eserleriyle yaşar. Muzaffer Uyguner’in Kandıra halk kültürünün unutulmaması için tarihe düştüğü bu değerli notları gün ışığına çıkartmaya devam edeceğiz. Saygı ve minnetle. Nur içinde yatsın…