13 Kasım 1918 günü resmen değil ancak, fiilen işgal edilen başkent İstanbul’a gelen Mustafa Kemal Paşa, 30 Ekim 1918 günü imzalanan Mondros Mütarekesini başından beri tanımamaktadır.
Muallak ifadeler içeren bu mutabakatın pek yakında işgallere sebebiyet vereceğini görmüş ve en yüksek makamlara endişelerini yazılı olarak iletmiş, çözümler önermiş ve İstanbul’a hareket etmiştir.
İstanbul’da bulunduğu dönem içerisinde akla gelebilecek her türlü yöntemi deneyerek, işgalden kurtuluş yolları bulmaya çalıştıysa da, pek fazla seçenek olmadığını görerek Anadolu’ya geçmek ve bir direniş başlatmak kararını verir.
Bence Bandırma Vapurunun böylesi bir işgal ortamında bile sağ salim yola çıkabilmesinin iki büyük sebebi vardır. Birincisi şüphesiz şanstır! İngilizlerin Samsun ve havalisindeki azınlıkları koruma altına almak için yaptıkları bir talep ve zaten Anadolu’ya geçmek için yollar arayan kişinin tam da bu göreve seçilmesi.
İkincisi ise Bekirağa Bölüğüne doldurulan pek çok paşa, yazar, siyasetçi ve devlet adamlarından biri olan Boğazlayan Kaymakamı Mehmet Kemal beyin 10 Nisan 1919 günü Beyazıt Meydanında idam edilmesini müteakip, 11 Nisan cuma günü Kadıköy’de yapılan muhteşem cenaze töreni ve işgal şartlarında bile gösterilen o günkü milli duruş ve direniş.
Tamamen İngiliz planı olan ve maalesef dönemin Hükümeti tarafından ivedi onaylanan bu idama karşı gösterilen milli duruş, öncelikle işgalcileri kendi arasında bölmüş ve İngilizlerin bile gözünü korkutmuştur. Bir müddet İstanbul’da sessiz kalmaya karar veren ve İzmir’in işgaline ağırlık veren İngilizlerin dikkati dağılınca da o vapur mucizevi bir şekilde hareket edebilmiştir.
Samsun’a ayak basma ve gerisi ile ilgili bilgiler zaten ebedi başkomutanımız Mareşal Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün kendi kaleminden NUTUK adlı eserde yer almaktadır.
O gemi eğer kalkamasaydı bile, bizler şimdi atamızın Gebze-Hereke-Mudurnu üzerinden Anadolu’ya geçtiğini ya da buna benzer bir yol bulamasa bile yepyeni bir yol açarak Kurtuluş Savaşını nasıl örgütlediğini ve kazandığını tarih kitaplarımızda övünç ile okuyor olacaktık. Çünkü bu millet esarete karşı her zaman güvenilir liderlerin arkasında olmuştur ve olacaktır.
Allah hiç bir millete işgal yaşatmasın diyoruz. Ancak bu mümkün olmaz ise de kurtuluş için azim, kararlılık ve liyakatli bir lider göndersin diliyoruz. Yaşasın 19 Mayıs.