Teknoloji, Geleneklerimiz ve Geleceğimiz
Dünyamızda çok önemli yer kaplayan teknolojiyi, günlük işlerimizde, eğlencelerimizde, iletişimimizde fazlası ile kullanmaktayız. Teknolojiyi yoğun olarak kullanılırken, teknoloji hızla ilerlemekte ve günlük hayatımızı daha fazla dönüştürmekte, bize çok farklı bir gelecek hazırlamaktadır. Teknolojiyi kullanırken hayatımızın nasıl değiştiğini, neleri yapmayı bıraktığımızı, neleri yapmaya başladığımızın çok farkında olmuyoruz. Bu yazımda geçmişe dönerek (çok değil 30-40 yıl öncesine) teknolojinin hayatımızda ne gibi farklılar yarattığını anlatacak ve gelecekte olması muhtemel değişiklikler ile ilgili tespitlerde bulunmaya çalışacağım.
Yirminci yüzyıl makinelerin yükseliş yüzyılı olmuştur desek abartmış olmayız sanırım. İnsanoğlu farklı amaçlar için farklı farklı makineler icat etmiş bunları yoğun olarak kullanmaya başlamıştır. Elektronik sayesinde bu makineler daha otonom hale, yazılımlar sayesinde ise daha akıllı hale gelmişlerdir. Daha sonra bu makineler birbiri ile iletişim kurabilir yetenekler kazanmış ve internetin altyapısı oluşmuştur. 1990’lı yıllarda internetin dünyada yaygınlaşması gerçek hayatın yanında bir de dijital hayatın oluşmasını sağlamıştır. Türkiye internet ile 1993 yılında tanıştıktan sonra internete erişimi olan kişi sayısı her yıl artmıştır. 2022 yılı itibarı ile nüfusun %80’ninden fazlasının internet erişimi bulunmaktadır. Internet erişimi ile beraber internete erişimi olan cihazların da sayısı günden güne artmaktadır. 1990’lı yılların başında ev telefonu sahibi olmak için büyük uğraşlar vermek gerekirken, 2022 yılında her yetişkinin kendine ait internete akıllı telefonu bulunmaktadır.
Teknolojideki bu değişimler işleri yapma biçimini büyük ölçüde dönüştürdü. 1950’lili yıllarda Kandıra’da tarım fiziksel iş gücü ile yapılıyordu. Sonra traktörlerin yaygınlaşması ile kara sabanlar ortadan kalktı, kara sabanı çeken öküz ihtiyacı yok oldu, mazot ihtiyacı ortaya çıktı. 1980’li yıllarda buğdaylar el gücü orak ile biçilirdi. Biçilen buğdaylar deste olarak toplanır sonra el gücü ile demet haline getirilirdi. Harmana toplanan demetler yığın haline getirilir ve imece usulü ile tüm harmanlar dövülürdü. Tüm bu süreç yoğun bir el gücü gerektiriyordu. Teknoloji bu noktada da yardıma koştu ve biçer döverler hizmete girdi. Bu makinalar buğdayın biçilme, toplama, dövme sürecini çok kısalttı ve el gücü gereksinimi ortadan kaldırdı. Makinaların yoğun kullanımı ile beraber köylünün imece olarak çalışma alanları azaldı. Zorunluluğun ortadan kalkması ile beraber kişiler daha fazla kendine yeter duruma geldiler. Bu durum bireyselleşmeyi beraberinde getirdi. Teknoloji sadece çiftçilerin yaptıkları işleri etkilemedi. Günümüzde fabrikalar geçmişe göre daha az kişiyle daha fazla üretim yapabilmektedirler. 3 boyutlu yazıcılar ile yapılar inşa edilmeye başlandı. Bu teknolojinin inşaat sektörünü dönüştürmesi beklenmektedir. Bunun yanında otonom sistemler konusunda her geçen gün yeni gelişmeler yaşanmaktadır. Uçaklar ve arabalar otonom bir şekilde hareket etmektedir. Bu otonom sistemler günlük işlerimizi kolaylaştırıcı çözümleri de ilerleyen dönemde bizlere sunacaktır. Bu gelişmeler çoğu sektörde insan gücü kullanımı ortadan kaldıracak veya azaltacaktır.
Teknoloji insanlar arasındaki iletişimi farklı bir noktaya taşımıştır. 1990 yıllara dönecek olursak insanlar yoğun olarak sözel olarak yani konuşarak birbiri ile iletişim kuruyorlardı. Eğer birisiyle iletişim kurma ihtiyacımız varsa aynı mekâna gelmemiz ve onlarla karşılıklı yüz yüze konuşmamız gerekiyordu. İletişim ihtiyacı iş, bayramlaşma, düğün dernek gibi etkinlikler için olmaktaydı. Günümüzde ise birbirimiz ile iletişim kurmak için çok fazla araç var. Bu araçlar iletişim için aynı mekânda bulunma veya konuşma zorunluluğunu ortadan kaldırdı. Çeşitli uygulamalardan mesaj göndererek ihtiyacımızı çok kolay bir şekilde giderebiliyoruz. Etkinliklerimizi bile dijital ortama taşıdık. Örnek vermek gerekirse, Covid kısıtlamalarından dolayı 2020 Ramazan Bayramı’nı dijital olarak kutladık. Sokağa çıkma yasağı olduğu için yakınlarımızın bayramını telefon ile arayarak, görüntülü görüşmeler yaparak veya kısa mesajlar atarak kutladık. Dijitalleşme ile beraber mektubun hayatımızdaki yerini e-posta aldı. Çoğumuz birisine mektup yazmadı veya ne zaman yazdığını hatırlamıyor. Teknoloji düğünlerde takılan takıları bile dijitalleştirdi. (Google girip dijital takı diye arama yapılırsa çok fazla alternatif çıkacaktır.)
1990’lı yıllarda alışverişin çoğu haftalık olarak kurulan semt pazarlarından yapılırdı. 30 yıllık süreçte alışveriş alışkanlıkları da değişime uğradı. Geçmişte Kandıra Çarşamba pazarı bir panayır gibi olurdu, köyden bu pazara gidecek çocukları heyecandan gece uyku tutmazdı. Sonra teknoloji bize kredi kartı ödeme yöntemini sundu ve mahalle bakkallarının veresiye defterleri ortadan kalktı. Artık mahalle bakkalı yerine bankalara borçlanarak alışveriş yapıyoruz. Hatta bankalar bu borçları taksitlendirebiliyorlar. Kredi kartları ile beraber fiziksel paraya olan ihtiyacımız da azalmıştır. Kredi kartlarından sonra alışveriş alışkanlıklarımızı internet etkiledi. Kredi kartı ve internet kullanımının artması internet üzerinden mal ve hizmet satımını olanaklı hale getirmiştir. Günümüzde internet üzerinden market, yemek, giyim, kitap, elektronik vs gibi çok fazla alanda satın alımı yapabiliyoruz. 30 yıl önce haftalık olarak kurulan pazarlar insanlar için önemli bir gelenekti. Günümüzde ise bu pazarlara ihtiyaç neredeyse ortadan kalkmıştır. Kandıra Çarşamba pazarının durum değerlendirmesini okuyucunun kendisine bırakıyorum.
Teknolojinin değişime uğrattığı bir diğer alan da eğlence olduğunu düşünüyorum. İlk olarak televizyonların hayatımıza girmesi ile beraber kişiler kendi hanelerinde kendi başlarına daha fazla zaman geçirmeye başladılar. Bu durum birbirimize ziyaretlerimizin sayısını düşürdü. Televizyonlardan sonra elektronik cihazlar eğlenmemiz için bizlere çok fazla seçenek sunmaktadır. Çocuklar kadar yetişkinler de eğlence için elektronik içerikleri tüketmeye başladılar. Aynı hane için de her birey kendi cihazında ortamda başkası yokmuş gibi zaman geçirip eğlenebilmektedir. 30 yaş üstü Kandıralıların çoğunun dokuz taş oyununu bildiklerini ve çocukluğunda dokuz taş gibi farklı fiziksel oyunları oynadıklarını düşünüyorum. (Başka bir örnek olarak met oyununu verebiliriz.) Bunun yanında bu nesil kendi oyuncaklarının kendi üretimini yapabiliyordu. (Kandıralıların çoğunun ayçiçeği – aydın- bitkisinden çeşitli arabalar yapmışlığı vardır.) Günümüzde ise çocuklar daha çok elektronik ortamdaki oyunları oynayarak büyüyorlar. (Mineraft gibi oyunlar oldukça popülerdir.) Teknoloji geleneksel oyunlarımınız unutulmasına ve daha global elektronik oyunlar oynamamıza yol açmaktadır. Kandıralıların geçmişte oynadıkları oyunları ileride unutmamak adına kayıt altına almanın önemli olduğunu düşünüyorum.
Teknoloji ile beraber veriyi/bilgiyi kayıt ettiğimiz yöntemde değişmiştir. Bilgisayarlardan önce veriyi/bilgiyi temel olarak kâğıda kayıt ediyor, kâğıt ortamında saklıyor ve kâğıt ortamında transfer ediyorduk. Bilgisayar teknolojisi veriyi/bilgiyi kayıt, erişim, işlem ve transfer için büyük imkanları ortaya koymuştur. Dünyanın en büyük ansiklopedisi bugün internet ortamında sunulmaktadır. (www.wikipedia.com) Bugün elimizdeki akıllı telefon ile bu ansiklopediye çok hızlı bir şekilde erişim sağlayabilir ve buradaki içeriği tüketebilir durumdayız. Geçmişte çok az eve ansiklopedi girmiştir. Teknoloji bilgiye ulaşımı demokratikleştirmiş ve herkesin kullanımına sunmuştur. Kandıralıların kendilerini yetiştirmesi için Kandıra’ya kütüphane kurmaya gerek yoktur, akıllı telefonu olan her Kandıralı dünyanın en büyük kütüphanesini ücretsiz olarak kullanabilir.
Sonuç olarak teknoloji birbirimiz ile olan iletişimimizi, iş yapış şekillerini, eğlenme yöntemlerimizi, alışveriş yollarını ve veri/bilgi işleme yöntemlerini dönüştürmektedir. Bu dönüşümlerin aşağıdaki etkileri olduğunu ve gelecekte de etkilerin devam edeceğini düşünüyorum.
a-) Bireysellik: Teknoloji ile beraber insanların birbirine olan ihtiyaçları azalmaktadır. Yeni yetişen nesillerde bireysellik daha da artacaktır. Bundan dolayı nesiller arasında daha fazla problem yaşanacağını düşünüyorum. Bizler için Kandıralı olmak, bayramlarda veya tatillerde Kandıra’yı ziyaret etmek, büyüklerimizin elleri öpmek önemliyken bizden sonra gelen nesiller için çok fazla önemli olmayacaktır. Bireyselleşen nesillerin kendi geleceklerini farklı coğrafyalarda kurgulaması muhtemeldir. Farklı coğrafyalar yerel geleneklerin önemini azaltacaktır. (Şu anda üniversite mezunlarının çoğu yurt dışında yaşamak istemektedirler.)
b-) İş formları: Teknolojik değişimlerle beraber her geçen gün yeni meslekler oluşmaktadır. (Siha Operatörü gibi) Yeni meslek tipleri el gücünden ziyade beyin gücü kullanımını gerektirmektedir. El gücü kullanımı gerektiren mesleklerin ise giderek azalacağını düşünüyorum. Beyin gücü gerektiren meslekleri uzaktan bilgisayarlar aracılığı ile yapmak mümkün olacağı için çoğu meslek için iş yapmak için mekân zorunluluğu ortadan kalkacaktır. Uzaktan ameliyat yapılma haberleri bu dönüşümün işaretleridir. Yeni nesiller için en önemli yetkinliklerden birisinin teknolojiyi kullanabilme olacağını düşünüyorum. Bu yetkinliğe sahip kişiler uzaktan farklı coğrafyalarda iş bulma imkanına kavuşacaklar.
c-) Eğitim: Geçmişte eğitim sınıf ortamında her şeyi bilen öğretmenler tarafından veriliyordu. Günümüzde ise bilgi erişimi çok kolay hale geldiği için isteyen kişiler internetten istedikleri konuları öğrenme imkanına sahip. ABD’nin en iyi eğitim kurumlarından olan MIT Üniversitesinin nin dersleri internet ortamında takip edilebiliyor. Youtube, Udemy gibi platformlarda çok farklı konularda çok farklı eğitim içerikleri bulunmakta. Öğretmenlerin internet kadar bilmeleri veya içerik üretmeleri imkânsız hale geldiği için öğretmenlik mesleği eğitimde bir rehber rolüne doğru eviriliyor. Artık diplomalardan ziyade beceriler önemli hale geliyor. Bundan dolayı eğitim sürecinde olanlara tavsiyem diplomaya odaklanmak yerine beceriler geliştirmeye odaklanmalarıdır.
d-) Eğlence: Teknoloji eğlence sektörünü dönüştürdü ve halen dönüştürmeye devam ediyor. Dijital oyunlara daha fazla zaman ayıracağız. Netflix sinema sektörünü dönüştürmeye devam ediyor, belki de bir süre sonra sinema salonları ortadan kalkacak. Covid nedeniyle arkadaş buluşmaları Zoom ortamında yapılır hale geldi. Bir sonraki adım Metaverse dünyasında gerçekmişçesine sanal aktivitelerde bulunmak olacak. Eğlence konusunda dijitale daha bağımlı hale geleceğiz düşünüyorum. Bu bağımlılığın sigara bağımlılığı gibi sağlık problemi olarak tanımlanması muhtemel gibi görünüyor.
e-) Finans: Geleneksel dünyada para basmak devletin kontrolünde olan bir alan ve devletin egemenlik göstergesiydi. (Tahta çıkan padişahların kendi adlarına para bastırması gibi.) Bitcoin in çıkışı ile beraber bu durum değişti. Kurumlar veya kişiler çok kolay kendi dijital paralarını çıkarıyorlar ve piyasaya sürüyorlar. Türkiye’de çok fazla insan bu paralara yatırım yapmakta. Dijital paraların yaygınlaşması önümüzdeki dönem ekonomiyi dönüştürecektir. Bir süre sonra burada herkes tarafından kabul edilen standartlar oluşacak ve bizlere farklı alışveriş deneyimleri sunacak diye düşünüyorum.
Teknoloji çok hızlı bir şekilde ilerlemekte, bu ilerlemeler hayatımıza çok kolaylıklar sağlamaktadır. Bu kolaylıkların yanında birtakım değerlerimiz üzerinde de olumsuz etkileri olabilmekte ve unutulmalarına yol açmaktadır. Dünyadaki gelişmelere tepkisiz kalamayacağımıza göre bu teknoloji yolculuğunda bizler geliştiren tarafta olursak olumsuz etkileri azaltma imkanına sahip olabiliriz. Diğer durumda geliştirenlerin tüketicisi olup onların teknolojik sömürgesi durumuna düşeriz. Bu duruma düşmemek için teknolojiyi tüketen kadar üreten nesiller yetiştirmemiz, onlara geleceğin becerilerini kazandırmamız gerekmektedir. Bizi biz yapan gelenekleri kayıt altına alıp, bunları yaşatıp gelecek nesillere aktarmamız da kimliğimizi korumamız açısından büyük önem arz etmektedir.
Muammer Yüzügüldü
1980 Kandıra doğumlu olup Kandıranın Döngelli Köyü Keçioğlu Mahallesindendir.
İlkokul eğitimini Döngelli Köyü İlkokulunda,
Orta Okulu Kandıra Lisesi ve İzmit Namık Kemal Lisesinde tamamlamıştır.
Lise eğitimini İzmit Lisesinde, Üniversite eğitimini Boğaziçi Üniversitesi
Bilgisayar Mühendisliği bölümünde tamamlamıştır.
Üniversite sonrası özel sektöre giriş yapmış olup, 2007 yılından
itibaren QNB Finansbank iştirak şirketi IBTECH’te çalışmaktadır.
IBTECH’te çok farklı rollerde çalışmış olup şu an yönetici olarak görev yapmaktadır.
Özel sektörün yanında yeni nesillerin yetişmesine katkıda bulunmak amacıyla
Özyeğin Üniversitesi Yönetim Bilişim Sistemleri bölümünde Programlama ile ilgili dersler vermektedir.
Muammer Bey merhaba. Yazınızı ilgiyle okudum. Tespitlerinize katılıyorum. Yazıda kullandığınız “Kandıralıların geçmişte oynadıkları oyunları ileride unutmamak adına kayıt altına almanın önemli olduğunu düşünüyorum” ifadesinde sözünü ettiğiniz kayıtlar çeşitli şekillerde yapılmaktadır. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi web sayfasında çocuk oyunlarıyla ilgili bazı kaynaklar var. Ayrıca yine Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin bu yıl çıkartmayı planladığı “Kocaeli Ansiklopedisi’ne ben bu konuda bir madde yazdım. Yazınızın yer aldığı bizkandirayiz.com sitesindeki yani bu sitedeki eski yazılarımda da bu konuda bazı bilgiler bulunuyor. Selâmlar.
Kandıra ile bu çalışmalarınız çok değerli Sayın Hocam. Çalışmalarınızı daha yakından takip etmeye çalışacağım. Selamlar.