Bu yazıyı aslında Ramazan Bayramı arefesinde yazdım,fakat”Biz Kandıra’yız”sitesine bugün gönderiyorum.Hayırlı Bayramlar”Biz Kandıra’yız “sitesi okuyucuları, Asgari 60 yıl öncesinde yaşadığımız DİNİ BAYRAMLARIN Kandıra’mızda kutlanması hakkındaki gördüklerimi ve yaşadıklarımı yazmak istedim.Şu anda 40 yaşında olanların bile büyük bölümünün görmediği ve yaşamadığı anılardan bahsetmek istiyorum.
Bayram hazırlıkları bayramdan 2-3 gün öncesinden başlardı.60 sene öncesinde köylerimizin büyük bölümünde CAMİLER olmakla beraber çoğunda atanmış İMAM olmadığı için CUMA ve BAYRAM NAMAZLARI kılınamıyordu.İşte bayram namazları köylerden BAYRAM NAMAZI için gelenler nedeniyle çok kalabalık oluyordu.
Rahmetli BÜYÜKBABAM,BABAM ve AMCAM bakkal dükkanı işlettikleri için köy müşterilerimizden Bayram namazı için Kandıra’ya gelenleri CAMİ çıkışı evimize davet ederdik.Allah’a şükür hatırı sayılır miktarda misafirlerimiz olurdu.Onlara ikramda bulunulurken,çok güzel sohbetler de olurdu,bu davetler müşterilerle kaynaşmayı güçlendirirdi. Bu güzel gelenekler maalesef artık yaşatılamıyor. Sonra ev içi bayramlaşmalar yapılır, çocuklar bayramlık elbiselerini giyerek akraba ve komşulara el öpmeye giderlerdi. Çocuklar bu işi çok severdi. Gidilen evlerde şeker ve çukulatanın yanında para da verirlerdi. Çocuklar topladıkları paralar ile “mantar tabancası, çatapat gibi oyun malzemeleri alırlardı. Köyler ile bağlantısı olanlar köylerine giderdi. Benim rahmetli BABAANNEM ve ANNEM AKBAL köyünden olduğu için köye gidişleri hiç aksatmazdık.
Köylerin bayramlaşmaları 3 güne paylaştırılmış olduğu için,birbirlerine yakın köylerin birbirleriyle bayramlaşmasından dolayı köy bayramlaşmaları kalabalık olurdu.Akbal köyünün bayramlaşması bayramın ilk günüydü. Her evde sofra kurma adeti vardı. Bayram günleri her yerde MİSAFİRLİKLER ve HAZIRLIKLAR adeta tavan yapardı. Havalar iyi ise;güreş müsabakaları ve at yarışları yapılır. Bu etkinliklerin yanında bekarların birbirlerini görmeleri içinde hayırlı fırsatlar doğuyordu. Bu şekilde mutlu sonlara ulaşan çiftlerin olduğu bilinmektedir. Köylerimizde bu gelenekler az da olsa devam etmektedir. Temennim Örf ve geleneklerimizi günün şartlarına göre de olsa bazılarını yaşatmak için istekli olmalıyız.