Zekayi kırk yıl düşünse bu gün yaşadığı olay aklına gelmezdi.
Aylardan Aralık.Mevsim kışa döndü artık.Hava ayaz mı ayaz.Toprak gelinliğini giydi,yerler bembeyaz.Hele karşı dağlar…En az bir metre kar vardır şimdi.Hedik’siz bir adım bile atılmaz.
Zekayi böyle bir havada bir pantolon bir gömlek, bir de babasından kalan yelek çıktı yola. Çarşıları dolaşacak, piyasa yapacak, çayevinde birazcık oturacak. Sonra da ağabeyine yardım etmek için evlerinin alt katındaki marangozhanenin yolunu tutacak.
Bu her zaman yaptığı…
Bu gün bambaşka bir gün oldu Zekayi için. Evden çıktı. Çarşı merkezine varmasına çok az kalmıştı ki ara sokaktan ana yola çıkar çıkmaz gördüğü manzarayla şoka girmesi bir oldu.
Otuz beş kırk yaşlarında bir adam, kendinden genç bir kadına durmadan vuruyordu. Diğer elinde bir bıçak zavallının boynunu tutmuş ”Ben sana annenin evine gitme demedim mi!?Dana keser gibi gırtlağını keseyim mi!?”diye bağırıyordu.
Sabah gayet keyifli kalkmış, yengesinin hazırladığı kahvaltısını yapmış, aşağı marangozhaneye ağabeyinin yanına inip”Ağabey ben çıkıyorum” deyip mutlu mesut yola koyulmuşken bu manzara kimyasını bozmuştu.
Ağabeyi bile azıcık laf söyleyip kızacak olsa dengesi bozulur, bunalıma girer, ne yapacağını kimse kestiremezdi. Genellikle de kendine zarar verirdi. Ağabeyi bu hastalığını bildiği için kardeşinin huyuna gider pek karışmazdı.
Şoktan çıkması uzun sürmedi. Tereddüt etmeden eli bıçaklı adamın üstüne bodoslama atladı. Zekayi’ye göre oldukça cılız olan adam yüzükoyun düştü, Zekayi de üstüne. Kurtulan kadın arkasına bakmadan
var gücüyle kaçtı.
Bu arada alttakinden acı bir inleme geldi. ”Anaaam!” Adamın üstünden kalkıp yüzünü çevirdi ki bıçak karnına saplanmış ve yarasından kan geliyor. Canhıraş bir sesle ”Polis! doktor!”diye bağırmaya başladı.
İş başvurusu için İş ve İşçi Bulma Kurumu’na gitmek üzere yola çıkan Leyla, Zekayi’nin 8-10 adım arkasından geldiği için olan bitene baştan sona şahit olmuştu. Yanlarına gitti. Şalını verdi. ”Bıçağı çıkarma, şalı ört bastır, ambulansı ve polisi çağırdım, her şeyi gördüm.” dedi.
Zekayi’nin kulağına eğildi: ”Videoya çektim, suçsuzsun, korkma, şahidim.” dedi.
Ama o kendinde değildi. Konuşan kadını ne duyuyor ne de anlıyordu. Zaten yarım akıldı. O da gitti. Topal şarkısını söyleyerek oynamaya başladı. Ambulans geldi. Yaralıyla beraber Zekayi’yi de götürdüler.
Burhan Yetkin 09.12.2019