Düşünsenize bir toplantınız var ve sürekli gözleriniz akıyor, burnunuzu silmeniz gerekiyor, zor olurdu değil mi? Hatta tam da hoşlandığınız insanla bir yemek ayarladığınız o gün, gözleriniz şişmiş, uykusuz kalmışsınız, sürekli hapşırıyorsunuz, çok can sıkıcı olmaz mıydı?
Polen, gözle görülmeyen, ağaç, çayır ve otsu bitkilerden rüzgarla havaya salınan tohumlardır. Protein yapılı oldukları için oldukça alerjiktirler. Hatta solunum yolu alerjileri arasında en sık alerji sebebi polenlerdir. Her dönemde olabilse de en çok ilkbahar yaz aylarında görülür. Kişiden kişiye alerjenler değişim göstermektedir. Birimiz de ağaç tozları alerji yaparken diğer kişi de çiçek tozuna alerji olabilir. Bir de daha önceden alerjimiz yokken başlayabilir, var olan alerjimize bir yenisi eklenebilir.
Polen alerjisinde burun akıntısı, gözlerde kızarıklık, kaşınma, sulanma, şişme, hapşırma, boğazda kaşıntı, yanma olabilir. Alerjisi olan kişiler rahat nefes alamadığından uyku ve yaşam kalitelerin de düşme yaşayabilirler. Uzun süren alerji de artık beden yorgun düşer ve sürekli halsizlik yaşayabilirler. Bir de koku duyusu ve tat duyusu etkilenimi var ki, yediklerinden ve içtiklerinden tat alamayabilir, mevsimin etrafı saran güzel kokularını duyamayabilirler.
Tedavide göz damlaları, burun spreylerinin yanında ağızdan alınan alerji ilaçları, çok artarsa kas içi ya da damar yolu ile kullanılabilecek ilaçlar uygulanabilir. Ama antibiyotiklerin tedavi de yeri yoktur. Ayrıca immünoterapi, rezonans, histamin kısıtlı eliminasyon diyetleri gibi yöntemlerden fayda görebilirler.
Asıl önemli olan her daim korunmaktır. Polen yoğun dönemlerde mümkün olduğu kadar dışarıya çıkmamak, evde hava temizleyici filtreler kullanmak, pencereleri kapalı tutmak, dışarı çıkmak gerekirse eve dönüşte duş alarak yapışan polenleri uzaklaştırmak yardımcı olacaktır. Polenler sıcak ve kuru havalarda artarken, soğuk ve yağmurlu havalarda düşmektedir.
Bir de tabi benim gibiler var, çiçeği kokladığında hapşıracağını bilir ama aldığı koku buna değmektedir.