Mevsimsel değişikliklerin canlılar üzerinde fizyolojik etkileri kadar psikolojik etkileri de oldukça fazladır. Güneş ışığının etkisiyle evrendeki her canlı güç toplayıp canlanıyor ve tüm hücreler buna uyum sağlıyor. Yaz aylarında daha az olumsuz psikolojik sorunlarla, sonbahar ve kış aylarında ise havanın kararması soğuması ile daha fazla psikolojik problemlerle karşılaşabiliyoruz.
Elbette yaz mevsiminin bize verdiği enerji bambaşkadır.Güneş ışığından aldığımız D vitamini , o güzel ve uzun günler, etkinlikler konserler birbirinden güzel ve lezzetli meyveler ve bir de vazgeçilmezimiz dondurma…. küçükten büyüğe herkese yaşam enerjisi verir
Tüm bu güzellikler bir döngü içinde var olmaya devam ederken modern insanın en büyük problemi yaşama amacını kaybetmiş olmasıdır. Birçok kez hangi saat dilimi ya da hangi mevsime geçtiğinin bile farkına varmaz. “ Ben ne yapıyorum ? ” diye kendini sorgularken bulabilir. Sürekli bir koşuşturma, sürekli bir yaşam mücadelesi ve farkındalığın dip yaptığı mekanik yaşamların hakim olduğu bir süreç haline gelir. Bunun sonucunda da birey yalnızlaşır ve birçok psikolojik hastalıkları da beraberinde getirir. Başta Depresyon, Anksiyete, Kaygı bozuklukları, Duygu Durum bozuklukları, Obsesif Kompulsif Bozukluklar, Sosyal fobi, Antisosyal Kişilik Bozuklukları, Madde ve nikotin Bağımlılığı gibi birçok hastalık bireylerin duygularını düşüncelerini davranışlarını olumsuz etkiler. Üzüntü duyulan olaylara ya da zevk alınması gereken etkinliklere bile tepkisiz hissiyatsız kalabilir. Enerji kaybı ve halsizlik hissi ile ilerleyen safhada eğer tedavi edilmezse geri dönüşü olmayan çok daha büyük problemlere ve hastalıklara sebebiyet verebilir.
Bununla birlikte tüm bu olumsuzlukların yanında insan bedeni, gerektiğinde ruhuna seratonin denilen mutluluk hormonunu tüm hücrelere hatta vücudunun en ücra köşesine kadar salgılayacak şekilde programlanmış bir fıtrata sahiptir.Yüce Rabbimizin bizlere bahşettiği bu nimeti hatırlayıp farkına varmak bile şükretmek için sebeb değil midir?
Öyleyse, yaşama amacını kaybetmemek yaşam enerji döngümüzü diri tutmak için, içinde bulunduğumuz hatta tam da ortalarında bulunduğumuz bu güzel yaz mevsiminin tadı doya doya çıkarılmalıdır. Mevcut koşullar dahilinde güneşin enerjisinden bolca faydalanılmalı, arkadaşlarla aileyle ılık ve keyifli yaz akşamlarında bolca sohbet edilmelidir. Dertsiz tasasız sizi fazla düşündürmeyen tamamen ritmine kapıldığınız şarkılarla yapacağınız eğlenceli vakitlerle, mevsimin renk renk meyveleriyle yapacağınız damak tadınıza uygun yiyeceklerle lezzet şöleni yaşayıp keyif alabilirsiniz. Bölgemizin en güzel sahil bölgelerine sahip güzel Kandıra’mızın plajlarında denizin, kumun şifasından yararlanıp iyileştirici gücünden yararlanabilirsiniz. Tüm kış boyunca vücutta biriken negatif ve olumsuz duyguları, biriken yorgunlukları, hastalık aşamasına gelmeden rehabilite edebilirsiniz. Kesmece usulu alınan karpuzun tadına varıp deniz suyu ile bütün kış kapalı kalmış ayaklarınıza terapi yapabilirsiniz. Elinize alacağınız bir külah dondurmayla çocukluğunuza gidebilir o masum, eğlenceli, sürekli gülmek için sebep arayan, küçücük şeylerden mutlu olup zevk alan, sevgi dolu anlarınıza geri dönerek mutluluk hormonunuzu salgılatabilirsiniz.
Görünen o ki yaz mevsimi ve güneş bizi daha mutlu ve daha güçlü kılmakta. Unutmayalım ki yaz mevsiminin bize sunduğu bu olumlu havadan yararlanmak tamamen bizim elimizde. Güneşin bizlere sunduğu bu güçlü keyfi yaşamınızda değiştirmek istedikleriniz için bir araç olarak kullanmaya ne dersiniz ?
Güzel Kandıra’mızın eşsiz yoğurdu gibi kaymak kıvamında , mis gibi kokan lezzetli mancarlı pide tadında, yüreği sımsıcak sevgi dolu insanları gibi , ruhunuza şifa veren bir yaz geçirmeniz dileklerimle..
Dr. Pınar AYDOĞDU ARSLAN
Dr. Pınar Aydoğdu Arslan bizi bu keyifli yazısı ile buluşturduğu için teşekkür ederim. Çok akıcı ve zevkle okudum.
Ancak bukadar güzel naif anlatıla bilirdi yüregine kalemine sağlık çok keyifle okudum pınar Arslan👏👏🌹💖