Türkiye’de Yaban Hayvanları-Yüksek Orman Mühendisi Erkan KAYAÖZ

TAKIM: GRUIFORMES, Bataklık kuşları

           FAMİLYA: Otidae, Toylar

        Otis tarda (L .) Büyük Toy Kuşu, Toy   

                                  Toy kuşu

        Ergin erkek 102, kanat genişliği 225, kanat uzunluğu 62-66, gagası 4-5, bacakları 15 cm.’dir. Ağırlığı 10-15 kg’dır. Dişide bu ölçüler daha küçük olup uzunluğu 76, kanat genişliği en az 200, kanat uzunluğu 48-51, gagası 4 cm’dir. Ağırlığı da 5-5,5 kg kadardır. 

        Ergin erkekte ağzın iki kenarından sarkan, yumuşak tüylü ve 15 cm uzunluğunda bir sakal bulunur. Dişide bu oluşum bulunmaz, ancak yaşlı olan dişilerde hafif bir sakal belirtisi görülmektedir. İlkbaharda sakal tüyleri dökülerek yenisi çıkmaktadır. Boynun her iki tarafında aşağı doğru uzanan çıplak siyahımsı bir leke vardır. Baş ve boyun bölümü açık külrenginde ve yaklaşık olarak boynun ortasına kadar olan arka bölümü de pas kırmızısı renktedir. Kursak kesimini çevreleyen pas renginde bir bant bulunur. Pas sarısı renginde olan sırt bölümünde enine siyah bantlar bulunmaktadır. Orta kuyruk tüyleri pas renginde olup dışarıya doğru azar azar beyazlaşır ve uca yakın yerlerinde geniş ve siyah renkte bir bantla çevrelenmiştir. Göğsün, karın ve karnın diğer bölümleri ile orta kuyruk teleklerini örten tüyler beyazdır. Uçma tüylerinin uçları koyu kahverengidir. Gaga kurşuni, iris kahverengi, bacaklar koyu gridir. 

        Büyük toy kuşu Güney İsveç’ten itibaren Orta ve Güney Avrupa’nın birçok yerlerinde, Macaristan, Rusya ve Asya memleketleri ile Türkistan ve Kuzey  Afganistan’da bulunur. Memleketimizde İç Anadolu’nun ovalık yerlerinde önceleri bol miktarda bulunmakta olan bu kuş, tarımın makineleşmesinden ve koruyucu tedbirlerle uyulmaksızın yapılan avlanmalar yüzünden azalmıştır. Doğu yayılış sınırı olarak Muş ovaları gösterilmekle beraber güneyde Toros, Adana, Karataş, Misis’de yuva yaptığı bilinmektedir. 

           FAMİLYA: Rallidae, Su yelveleri

        Fulica atra (L .) Sutavuğu, Sakarmeke, Sakarca 

                             Sakarrmeke

        Uzunluğu 38-40, kanat uzunluğu erkekte 20-23, dişide 19-21 cm’dir. Ördekten biraz küçük olup ergin erkek ve dişide baş ve boyun siyah sırt taraflarının diğer kısımları ve karın tarafı gri-siyahtır. El açma tüylerinin uçları az çok beyazdır. Kanadın kenarında beyaz bir çizgi vardır. Gaga ve alın beyaz, iris kırmızı, ayaklar gridir. 

        Palearktik bölge Hindistan, Java, Kezeybatı Yeni Gine, Avusturalya ve Tasmanya’da bulunur. Yurdumuzun her tarafındaki sazlı, kamışlı göl ve bataklıklarda yaşar.

        Gallinula chloropus (L.), Sutavuğu, Yeşilayak Sutavuğu, Supilici

                                 Su tavuğu

        Uzunluğu 33, kanat uzunluğu erkekte 17-19, dişide 16-17 cm’dir. Keklik büyüklüğündedir. Ergin erkek ve dişide baş, boyun ve karın tarafı gri siyahtır. Vücudun yanlarında büyük beyaz renkte lekeler vardır. Arka tarafta kuyruk altı tüyleri beyaz, ön taraftaki kuyruk altı tüyleri ise siyahtır. Sırt ve kuyruk sokumu yeşilimsi kahverengidir. Alın ve gaga parlak kırmızı, gaga ucu sarıdır. Tarsometatarsus ve ayaklar yeşildir. Tibiotarsus tüylü kısmının altında kırmızı ve sarı halkalar vardır. 

        Gençlik tüyleri sırt tarafı kahverengi karın tarafı kirli beyazdır. Alın ve gaga mavimsi yeşil, ayaklar yeşildir. 

        Kuzey kısmı hariç tüm Avrupa, Batı Asya, Kuzey Afrika, Hindistan, Çin ve Japonya’da bulunur. Yurdumuzda Trakya, Marmara, Ege, Orta Anadolu, Doğu Akdeniz ve Karadeniz bölgelerinde mevcuttur. 

           Porphyrio porphyrio, Saz horozu

                                       Saz horozu

           Uzunluğu 45-50 cm olup oldukça iri bir kuştur. Gövdesi koyu mavi, başı ve boynu grimsidir. Gencinin gövdesi açık renkli ve grilidir Erkeğinin gagası kırmızı, dişininki ise gridir. Bacakları uzun ve ayakları iri olup kırmızıdır. Kuyruğu yukarda olduğu zaman beyaz kuyruk altı görünür. Çok ürkek olup, geniş sazlıklarla çevrili tatlı su  göllerinde yaşar.

           Türkiye’de sadece Kızılırmak deltası, Göksu deltası ve Çukurova’da ürer. Aşırı avcılık nedeniyle nesli tehlike altındadır.

           TAKIM: CHARADRIIFORMES, Yağmurkuşları    

           FAMİLYA: Scolopacidae, Çullukgiller

        Scolopax rusticola  (Orman çulluğu)  

                          Orman çulluğu

           Boyu 33-38 cm (6-8 cm’si gaga), kanat açıklığı 55-65 cm, kuru meşe yaprağı renginde, son derece iyi gören ve çevik bir orman kuştur. Erginlerde alın ve yanaklar açık gri-kahverengi, gerdan beyaz, tepe koyu kahverengi ve enine açık pas rengi bantlıdır. Sırtı ve kanatları kestane rengi, üzeri koyu lekeli, kanatlar ve kuyruk tüyleri enine koyu renk bantlıdır. Göğüs, karın ve kuyruk altı açık gri-kahverengi, enine koyu renk ince şeritlidir. Gagası ince ve uzun olup hassas ve esnektir. Beslenirken gagasını nemli topraklara ve sığır pisliklerine daldırarak solucanları, kurtçukları, larvaları, tel kurtları, kabuksuz salyangozları yer.

           Yaşama alanları, nemli, derin ve yumuşak topraklı, içinde çayırlıklar ve sulak alanlar bulunan meşe ağırlıklı yapraklı ormanlardır. Gece kuşu olduğu için örtülü açıklı zeminlerinde, yaprakların üzerinde, yüksek taban sulu ağaçlık ve çalılık alanları tercih eder. Hava değişikliklerini çok önceden fark ederek yerlerini değiştirirler. Göçmen bir kuş olup, Ekim ayından itibaren ülkemize gelirler ve Şubat sonu ile Mart ayında dönüş yaparlar. Genellikle İskandinav ülkelerinde kuluçkaya yatan çulluklar, Nisan- Mayıs aylarında 4 yumurta yapar. Kuluçka süresi 18-19 gündür. Yavrular 4-5 haftada uçarlar. Yavrularını bacaklarının arasında taşıyarak naklederler. Yapay yoldan üretilmesi mümkün olmayan çok nadide bir kuştur. Yurdumuzda yaşama alanına uygun ormanlarda konaklar. 

          Gallinago gallinago, Su çulluğu  

                                      Su çulluğu

          Orta boylu, çok uzun gagalı, kısa bacaklı, kahverengi çizgili, sırtları desenlidir. Bataklıklar, sulu çayırlıklar ve turbalıklarda ürer, kışın tatlı su kıyısında ve çayır örtüsünün içinde bulunur.            

          Boyu 25-27 cm’dir. Bataklıklarda en çok bulunan çulluk türüdür. Gagası  oldukça uzundur (6-7 cm). Zigzaglı uçuşunda beyaz görüntü hattıyla dikkat çeker. Havalandığı zaman pürüzlü ve yüksek sesi duyulur. Alçak yerlere konar ve tekrarlı olarak öter. Ani manevralarda dış kuyruk teleklerini titreşime geçirerek dalgalı bir ses çıkarır. Kışın küçük sürüler oluşturur.

                              YIRTICI KUŞLAR

      Türkiye yırtıcı kuşlar açısından çok zengin bir ülke olmasıyla yırtıcı kuşlarımızın sayıları gittikçe azalmaktadır. Avrupa’da yırtıcı kuşların %90’dan fazlası Türkiye’de görülmekte ve yaklaşık %80 üremektedir. 

      Türkiye’nin eşsiz konumu, Avrupa, Asya ve Afrika kıtaları birleştiren köprü görevi yapmaktadır. Göç esnasında 1.500.000’dan fazla yırtıcı kuş doğu Afrika ile Avrupa ve Asya arasındaki göç yollarını kullanıp Türkiye’den geçmektedirler. Bu nedenlerle Türkiye yırtıcı kuşlar açısından çok değerli olup Avrupa’da çok önemli bir yer almaktadır. 

      Yırtıcı Kuşların Faydaları 

      Yırtıcı kuşlar besin zincirin en üstte yer aldıklarından dolayı her türlü besin ile beslenirler. Türden türe neyle beslendikleri çok değişkendir. Ev faresi, tarla faresi, kör fare, danaburnu, çekirge küçük karga v.b. tarla zararlılarının yanı sıra sürüngenler, amfibiler ve ölen her türlü hayvanın leşi de temizlenmektedir. Bazı türler çok özelleşmiştir, balık, arı, çöp yada yılan ile beslenmektedir. Tarla zararlıları özellikle kara çaylak, bütün deliceler, küçük kerkenez, kerkenez, aladoğan, uludoğan, şahin, şah kartal ve bütün baykuşlar tarafından yenmektedir. 

      Yanı sıra meyveleri zarar veren sığırcıklar ve benzeri küçük kuşlar özellikle atmaca, çakırkuşu, delice doğan, bıyıklı doğan ve gökdoğan tarafından yenmektedir.

      TAKIM, ACCIPITRIFORMES, Gündüz Yırtıcı Kuşlar  

      FAMİLYA: Acciptridae, Atmacagiller

         Atmacalar, Accipiter

          

      Atmacalar Türkiye’de 3 türü bulunur, atmaca (Accipiter ninus), çakırkuşu (A.gentilis) ve yoz atmaca (A.brevipes). Atmacalar yoz atmacanın dışında genellikle küçük ve orta büyüklükteki kuşlar ile beslenirler. Yoz atmaca ise daha çok kemirgen ve sürüngenler ile beslenirler. Hepsi her türlü yaprak döken ormanlarda yaşar. Atmaca ve çakır-kuşu birbirine çok benzerler, alt tüyleri beyaz ve siyah çizgilidir.  Atmaca alttan daha çizgilidir. Ve kuyruğu düz biter. Atmacanın dişisi çakırkuşu’nun erkeği büyüklüğündedir. Yoz atmaca ise alttan çizgisidir ve kanat uçları siyahtır. Göğüslerinde sarı kızıl tüyleri vardır.

      Kartallar, Hieraeetus, Aquil

                                 

  

Kartallar Türkiye’de 10 tür bulunur, akkuyruklu kartal (Haliaeetus albicilla), yılan kartalı (Circaetus gallicus), küçük orman kartalı ((Aguila pomarina), büyük orman kartalı (A.clanga), bozkır kartalı (A.nipalensis), şah kartalı (A.heliaca), kaya kartalı (A.chrysaetos), tavşancıl (Hieraeetus fasciatus), küçük kartal (H.pennatus) ve balık kartalı (Pandion haliaetus). Akkuyruklu kartal ağırlıklı balık ile beslenir ve göller civarındaki ormanlarda yaşar. Gençler koyu tamamen koyu siyah-kahverengidir. Erişkinler ise beyaz kuyruklarının dışında tamamen kahverengidir. Uçarken boyunları oldukça uzun görünür ve kanatları çok geniştir. Yılan kartalı ağırlıklı yılan ile beslenir ama arada bir başka sürüngenleri  de yiyebilir. Türkiye’nin her yerinde görülebilir. Alttan tamamen beyaz olup kafaları koyu kahverengi yada siyahtır. Kanatlar ve altında kahverengi çizgileri vardır.

                  Şahinler, Buteo/Pernis

                

           Şahinler Türkiye’de yine 3 türü bulunur, şahin (Buteo buteo), kızıl şahin (B.rufinus) ve paçalı şahin (B.lagopus). Şahinler genellikle kemirgen ve sürüngen ile beslenirler. Yanı sıra küçük kuşlar ve böceklerde yer. Çoğu zaman ağaçta ürerler. Ancak kızıl şahin kayalıklarda da üreyebilir. Şahinler birbirine çok benzerler. Kanat altı tipik şahin formuna sahiptir. Ana uçma tüyleri tamamen siyah ve yardımcı uçma tüyleri beyaz ve uçları siyahtır. Omuzlarında siyah lekeler olur. Kapatma tüyleri ise kremden koyu kahve ve koyu kızıl arası değişebilir. Şahin genellikle koyu kahverengidir, yinede renkleri açık kremden koyu kahve kadar değişebilir. Bazen şahin kızıl şahinin olduğu gibi kızıl renginde olabilir. Ancak göğüslerindeki kolye ayırt edici bir unsur olur. Kızıl şahin kremden koyu kızıl rengi kadar değişken olabilir. Erişkinlerde kuyruk ve kafaları göğüs kadar açık sarıdır. Uçarken kanatları şahinden farklı “v” şeklinde tutarlar. Ayrıca şahinden daha yapılı ve büyükler. Öyle ki kartalvari bir görünümleri var. Şahinse daha zariftir. Paçalı şahin ise şahine çok benzer ancak ayaları pençeleri kadar tüylüdür.            

       Arışahinlerin Türkiye’de 2 türü bulunur, arışahini (Pernis apivorus) ve tepeli arışahini (P.ptilorhynchos). Arışahinleri ağırlıklı arı, yaban arısı ve onların pupaları  ile beslenir. Ayrıca peteklerini de yer. Arılar tarafından sokulmaması için gagadan gözlerin arkasına kadar kafası özel pullarla kaplıdır. Yaprak döken ormanlarda yaşarlar. Arışahinleri kanatları alt tüylerin rengi ve dağılımı şahinlerinkine çok benzer. Ancak boyunları ve kuyrukları daha uzundur. Tüy partisinin varyasyonu çoktur koyu kahverengiden açık beyaz kadar değişebilir. Arı şahini yaygın olmasına rağmen (özellikle göç esnasında)  tepeli arı şahinini yalnızca iki kaydı vardır. Aralarındaki fark kuyruklarındaki bantlarıyla ayırt edilir. 

                                                                    

       Çaylaklar, Milvus 

                        

                                                                         Kızılçaylak

      Çaylakların Türkiye’de 3 türü bulunur, ak çaylak (Elanus caerules), kara çaylak (Milvus migrans) ve kızıl çaylak (M.milvus). Ak çaylak Türkiye’de çok nadiren görülen raslantısal bir yırtıcı kuş türüdür. Ağılıklı fare ve diğer küçük kemirgenlerle beslenir. Genelinde gri renginde olan bu kuş kanat üstünde “omuzlarında” ve altında kanat uçlarında siyah lekeleri vardır. Gözleriyse kırmızıdır. Kara ve kızıl çaylak ise birbirine çok benzer, her ikisi her türlü av ile beslenirler. Yinede ağırlıklı kemirgen ve balık ile beslenir. Arada küçük kuşlar, sürüngen, leş ve çöpte yer. 

          Çaylaklar genellikle alçak bölgelerde sulak ovalarda yaşarlar. İsimleri açıkladığı gibi kara çaylak koyu kahverengi ve kızıl çaylak kızıl renkleri sahip. En ayırıcı nokta kuyruklarıdır. Kızıl çaylak’ın kuyruğu kara çaylaktakinden daha derin ve kolaylıkla fark edilen bir çatala sahiptir. Kara çaylağın kuyruğu kapattığı zaman çatallı görünür ve tam açtığında düz görünür. Kara çaylak Türkiye’de oldukça yaygın olup kızıl çaylak nadiren görülmektedir. 

          Akbabalar

                        

        Akbabaların Türkiye’de 4 türü bulunur, sakalllı akbaba (Gypaetus barbatus ), küçük akbaba (Neophron percnopterus), kızıl akbaba (Gyps fulvus) ve kara akbaba (Aegypius monachus). Akbabaların hepsi leş ve çöp ile beslenir. Yalnız sakallı akbaba ağırlıklı kemik ve kemikten çıkan iliği ile beslenir. Sakallı akbaba Türkiye’nin bütün yüksek dağlık bölgelerinde (>1.500m) rastlanır ve öteki akbabalardan çok farklı bir görünüme sahip. Kızılımsı sarı göğüs ve kafa haricinden üst ve alttan tamamen siyah rengindedir ve göz-gaga arasında aşağı  sarkan bir “sakala” sahiptir. Kuyruğu uzun ve sivri uçludur. Küçük akbaba çöplüklerin civarında ve kayalıklarda çok görülür. Alt ve üst tüyleri siyah-beyaz olup birazda ak pelikan yada leyleği andırır. Ancak kuyruk sakallı akbabada olduğu gibi sivridir ve beyazdır. Kafaları tamamen sarıdır.

                                 

           Kara akbaba ise Avrupa’da bulunan en geniş kanat açıklığa sahip bazen 3 metreyi bile geçer. Geniş karaçam ormanlarında yaşarlar. İsmi kara olmasına rağmen aslında rengi koyu kahverengidir. Kafası kel ve boynunda daha açık kahverengi tüyleri vardır. Kızıl akbabaların kafaları ve uzun boyunları tamamen keldir. Boyunların alt kısmında yine açık kahve ve beyaz tüyleri vardır. Uçma tüyleri siyah ve örtme tüyleri kızıl rengindedir. Kızıl akbabalar kayalık bölgelerde yaşarlar. Adeta doğanın çöpçüsü olan akbabaların yaban hayatı içinde ayrı bir önemi vardır. Doğadaki artık organik maddeleri ortadan kaldırarak hastalıkların yayılmasına engel olurlar. Bu nedenle koruma altında tutulmaları gerekir.

        Deliceler, Circus 

                          

                      

        Deliceler, Türkiye’de 4 türü bulunur, saz delicesi (Circus aeruginosus), gökçe delice (C.cyaneus ), bozkır delicesi (C. macrourus) ve çayır delicesi (C. pygargus). Deliceler genellikle kemirgen ve kuş ile beslenirler, bazen de sürüngen ve amfibilerde yer. İsimleri açıkladığı gibi yaşadıkları yerler sulak alanlar, bozkırlar ve çayırlardır.    

         Oldukça yaygın olan saz delicesi sazlıklı sulak alanlarda yaşar ve sürekli sazlar boyunca uçarak avlanır. Sarı kafaları ve omuzları hariç, rengi tamamen kahverengidir. Kanatları hep “v” şeklinde tutarlar. Öteki üç delice türü birbirine çok benzer. Erkekleri gri rengindedir ve kanatlarında türe bağlı değişik siyah lekeleri vardır. En az siyah, yalnızca kanat uçlarında bozkır delicesinde görülür, biraz daha fazla siyah gökçe delicesinde olur ve çayır delicesinde kanat uçları oldukça siyah ile birlikte kanat boyunca iki siyah bant görülür. Dişi kuşlar ise birbirinden çok zor ayırt edilir. Arazideyken tanımlanmaları neredeyse imkansızdır. Gökçe delicesi yalnız kış ve göç esnasında görülür. Bozkır delicesi ise nadir olmasıyla birlikte göç esnasında ve ara sıra yaz ya da kışın da görülmektedir. Çayır delicesi ise yaz göçmenidir ve dolayısıyla kış boyunca görülmez. Yüksek Orman Mühendisi Erkan KAYAÖZ

3 thoughts on “Türkiye’de Yaban Hayvanları-Yüksek Orman Mühendisi Erkan KAYAÖZ

  1. Gokdogan nufusu son yillarda cogaldi hemde oyle bir cogaldiki oyun guvercini kaldiramaz hale geldik cogusu gokdoganin gocmen kus oldugunu soyler ama gokdogan gocmen kus degildir av buldugu yeri omrunun sonuna kadar terk etmez devletin belkide yanlis cogaltma politikasi bu hale getirdi bir yirticinin neslini haddinden fazla cogaltirlarsa etrafta kus kalmaz mesela eskiden cok kumru uveyk gorurdum simdi yok denecek kadar azlar yakin gelecekte hic gorulmeyecekler.

  2. Yaban ördekleri gereksiz sekilde avlaniyor aslinda avcilik tamamen yasaklanmali dogadaki bu hayvanlarin yasam hakki insanlar tarafindan elinden alinmali sonucta bu hayvanlardan birinin nesli tukendimi zincilerme ilerdiginden yirtici kuslarinda nesli tukeniyor daha sonrasi hastaliklara mutasyona ugramis viruslere zemin hazirliyor dogayi oldugu gibi birakip avcilik yasaklanip av isi hayvanlara birakilmali.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir