Kandıra,Kandıralı ve Kandıralı Olmak Nedir ?
Merhaba ;
Ben İlker ALTINTEN
Öncelikle birkaç kelime ile kendimi tanıtmak istiyorum ; Ben 1974 yılında ilçemizin Çakırcaali Köyü Kocabayramlar Mahallesinde dünyaya geldim.1975 yılında babamın işi nedeniyle İzmit’e taşındık.
Kandıralı olupta Kandıra’yı tam anlamıyla bilmeyen,tanımayan biri var mıdır? Vardır. O benim işte.En azından asrın depremi olarak bilinen 1999 depremine kadar bu böyleydi.Ne zaman ki deprem sebebi ile köyümüzde ailemle birlikte yaşamaya başladım Kandıra’yı tanımaya Kandıralı olmaya başladım.Demek ki yaz tatilinden yaz tatiline ekmeğini yemekle,suyunu içip havasını solumakla Kandıralı olunmuyormuş.
Neden böyle bir giriş yaptım? Önce onu anlatmaya çalışayım ; Aygün AYNAGÖZ Beyle yakın zamanda kaybettiğimiz Salih UZTÜRK büyüğümüzün cenazesinde tanışıp sohbet ettik.Benden bir yazı yazmamı istediğinde biraz öz eleştirisel olsun diye Kandıra ve Kandıralı olmak hakkında gönlümce yazmaya karar verdim. Çünkü şu üzerimize yafta gibi yapışmış olan,yeni tanışmalarda hemen akla gelen sinir bozucu ‘’Bölük dur…” benzetmesinden toplum olarak kurtulmamız gerektiğini düşünüyorum. Kandıra sadece yoğurdu,hindisi,klarneti v.b. ile tanınmamalı.
Hep trafik kazaları,denizde boğulma vakaları ile gazetelere manşet olmamalı.Yaz sezonu bittiğinde Kandıra’da hayatın bitmediği,esnafın yeni sezonu dört gözle beklemediği, Kandıra’yı her zaman hareketli kılacak mevsimine uygun etkinlikler düzenlenmeli.
Bunlar geleneksel hale getirilerek hem tanıtıma katkı sağlanmalı hem de gelir kapısı yapılmalı.Yıllardır tarım ve hayvancılıkla uğraşan Kandıra’da tarım ve hayvancılık müzesi yok.Bugüne kadar tarım ve hayvancılık fuarı yapılmamış.Kandıra’yı daha çok tanıtmak için yeni bir şeyler yapmalı.Kandıra tanıtılmalı,Kandıralı tanınmalı.
Sağlıkcakla kalın