Kandıra’da sebze-meyve pazarlarının tezgahlarını mevsimi geldiğinde süsleyen ve maalesef daha az bilinmeye başlayan otlardan birisi de EFELEK tir. Bilmeyenler ıspanak ile karıştırır, ancak dikkatli bakıldığında yapraklarının yer yer kırmızı ya da mora çalan daha farklı renkleri olduğu görülmektedir.
Görüntüsünden de anlaşılacağı üzere, bu bitki doğada kendiliğinden yabanî olarak yetişir. Farklı yörelerde evelik, develik, alabada ya da labada isimleriyle anılmaktadır. Her ne kadar kuzukulağı otuna benzetilse de, efelek yaprakları daha geniştir.
Yöremizde efelek daha çok ıspanak yemeği gibi soğanla pişirilerek yapılmaktadır. İçine pirinç, bulgur veya kıyma konulur. Tadı ıspanağa kıyasla daha mayhoş olan efelek, kış ve ilkbahar mevsimlerinin semizotu gibi düşünülebilir. Ayrıca yumurta eklenerek oturtması da yapılmaktadır. Ancak tadının daha ekşi olması nedeniyle börek ya da pidede mancar kadar yaygın bir şekilde kullanılmamaktadır. Bazı yörelerde ise içine mercimek konarak yemeğinin yapıldığı da bilinmektedir.
Her ne kadar yöremizde çok bilinmese de, efelek aynı zamanda çay olarak da tüketilmektedir. Gerek yaprakları, gerek de kökleri çok iyi temizlendikten sonra kaynar suda beş dakika kadar bekletilmek suretiyle çayı da yapılmaktadır. Doğal ortamda yetişen efeleğin bilinen bazı faydaları arasında sindirim sistemine iyi gelmesi, kanı temizlemesi, bağışıklık sistemini güçlendirmesi ve toksinlerin vücut dışına atılmasında yardımcı olması yer almaktadır. Ayrıca iştah açıcı bir yanı olduğu da bilinmektedir. Diğer bitkiler gibi, çiğ olarak tüketildiğinde daha faydalı olduğu düşünülmektedir.
Gün geçtikçe bilinilirliği azalan ve aynı zamanda şifa deposu olan bu lezzetin de unutulmaması ve gelecek kuşaklara aktarılması dileğiyle…