KANDIRA TEMİZ KALSIN-Nursun KURAL


Büyük şehirlerde duygularımızı hapsettik tıpkı bir avuç toprak parçasına betonlar döküp
kutu kutu evleri üst üste dizip bizleri de hapsettikleri gibi. İyi ki Kandıra Kocakaymaz’da küçücük
bahçeli bir evimiz var da kaçıp geldik buraya.
Bilmiyorum ne kadardır oturuyorum bahçede. Hava çok güzel. Yağmur ve kar bol bol
yağdı bu kış. Dereler gürül gürül akıyor. Tabiat kendi telaşında. Meyve ağaçları neredeyse
uyanmakta. Kumru anne iki yavrusunu uçurdu yuvadan, şimdi ailecek uçma telaşındalar.
Karıncalar deseniz sürekli telaşla oradan oraya bir şeyler taşıyorlar. Toprak ise bitkileri
yeşertmekle meşgul. Her bahçede domatesler, biberler, fasulyeler, lahanalar, ıspanaklar
yetişmekte. Sulu sulu elmalar, armutlar ağaçların dallarından sarkmakta. Kümeslerden
yumurtalar toplanmakta. İneklerden, keçilerden sütler sağılmakta. Düşünüyorum iyi ki böyle bir
gezegende yaşıyoruz. Kupkuru bir gezegen olsaydı dünya, kiminle canlanırdı içimizde solan
çiçekler?
Doğa hep kendi nizamında. Yaratıcısından başka hiç kimseden emir almıyor. Lütfen
bizler de bu nizamı bozmayalım. Çöplüğe, betona çevirmeyelim bu güzellikleri. Gelecek nesillere
saklayalım onlar da görsün, yaşasın bu fevkalade doğayı. Çöp tesisi yapmak için ormanları,
dereleri, temiz havayı yok etmeyelim. Bir sağlıkçı olarak söylüyorum. Bu tesislerden çıkan
toksinler kansere, sinir hasarına ve doğum kusurlarına neden olabilen dioksinler, cıva ve
kadmiyum içerirler. Çevrede yaşayan insanlar rüzgarla beraber bu kimyasalları soluma
tehlikesiyle karşı karşıyalar. Toksinler aynı zamanda çiftlik hayvanları tarafından yenilirken
toprağa da düşmekte ve besin zincirlerine kadar ulaşmaktadır.
Aslında hayat kısacık bir mola. Yolu nasıl yürüyeceğimiz bizlerde saklı. Lütfen güzel ve
doğru kararlarla yaşayalım, elimizdekiler yitip gitmeden. Kocaman kalpler diliyorum hepimize.
Jumbo boy XL olanlardan.

NURSUN KURAL