KADİR GECESİ VE KUR’AN-I KERİM-Prof. Dr. Murat Sülün

KADİR GECESİ VE KUR’AN-I KERİM

MURAT SÜLÜN

Kur’an’ın 96. bölümü olan Kadir suresinde; Allah’ın müte‘âl sözünün kadir gecesi inzal edildiği yani ‘manen yukarıda’ bulunan ilahî vahyin Hz. Muhammed’in idrakine ‘indirildiği’ bildirilmiş; esenliğin sabaha kadar hâkim olduğu bu gecenin 1000 aydan hayırlı olduğu çünkü meleklerin ve Ruh’un, Rablerinin bildirdiği her hususla ilgili olarak bu gece inip durdukları belirtilmiştir.

Kadr kelimesinin ilahi program anlamındaki kader ile bağlantısına dikkat edilirse bütün ilahî hakîmâne işlerin karara bağlandığı bu mübarek gecenin, varlıkların kaderini etkileyen muazzam bir zaman dilimi olduğu anlaşılır. 

İkinci olarak; sözü edilen Rûh vahyin bizzat kendisi olarak yorumlanmak istense de Nebe’ 78/38 vb. ayetlerin üslubundan, onun meleklerden biri yani Rûhulkudüs olarak bilinen Cebrail Aleyhisselâm olduğu, ancak önemine binaen özellikle belirtildiği anlaşılmaktadır.

Surede; Kur’an-ı Kerim’in indirilişinden söz edilmekte ise de “Kur’an” dan ismen değil “O” diye söz edilmekte ve ‘Yüce’ Allah’ın herhangi bir nitelemeye konu edilmeyen (dilsiz, sessiz, harfsiz, lâfızsız) müte‘âl kelâmının” her şeyin ölçülüp biçildiği bu gece inzâl edildiği belirtilmektedir. 

Bu ‘iniş’ (nüzûl) gelenekte; Kur’an-ı Kerim’in “tamamının bu gece indirildiği” anlamında değil de “indirilmeye başladığı” şeklinde anlaşılagelmiştir. Bir başka deyişle; Kur’an’ın tamamının, daha sonra gerektikçe tenzîl edilmek üzere dünya semasına inzâl edildiği şeklinde… 

Nüzûlün if‘âl kalıbı olan inzâl geçişlidir yani “inmek” “indirme”ye dönüşmektedir. Kur’an’da bir şeyin inzâl edildiği belirtiliyorsa bağlamına göre toplu bir indirmeden söz ediliyor demektir. Nüzûlün tef‘îl kalıbı olan tenzîl ise, yerine göre fiilde, fâ‘ilde yahut mef‘ûlde çokluk ifade eder. Bir şeyin tenzîl edildiği belirtiliyorsa tek bir inişten değil, çok sayıda inişten söz ediliyor demektir. İnzâl ve tenzîl arasındaki fark Kur’an ve meleklerin inişi anlatılırken gözetilir: Tenzîl ilgili şeyin, indirildiği kişiye defalarca (parçalar halinde) inişini anlatır. İnzâl ise genel anlamda iniş ifade eder. İşte Kur’an’ın Kadir gecesi inzâl edildiği belirtilen ayette, Kur’an’ın Levh-i Mahfuz’dan yakın semaya toplu olarak indirilişi kastedilmektedir. Zikrin inişi inzâl ile anlatılıyorsa orada ilahî mesajın inişine ve peygamber göndermeye genel olarak dikkat çekiliyor demektir; tenzîl ile anlatılıyorsa Kur’an mesajının ayet ayet, sure sure inişi kastediliyor demektir.

Surede nüzûlün tefe‘‘ul kalıbı da geçmektedir. Dördüncü âyete göre, melekler ve Ruh bütün ilahî buyruklar ile ilgili olarak bu gece tenezzül edip durmaktadır. Yine, Talâk 64/12’de “ilahî buyruğun göklerle yer arasında tenezzül edip durduğu” nakledilmiştir ki buna göre ilahî emir göklerle yer arasında adeta ilgililer tarafından telakkī edilmeyi (alınmayı) beklemekte gibiyken, ikinciye göre araya güvenilir dâhi elçiler girdiği belirtilmektedir. Demek ki, ilahî emir kâh elçi/ler aracılığı ile kâh doğrudan alınmaktadır. 

Hâsılı; Allah “o”nu bu gece inzâl etmiştir. Ruh ve melekler her ilahî buyrukla bu gece tenezzül etmektedir Rablerinin izniyle… “O”nun inzâli, Ruh ve meleklerin ise tenezzülü söz konusudur ve inzâl mazi fiille, tenezzül ise muzari fiille geçmektedir; yani biri olmuş bitmiş, diğeri kesintili bir devamlılık ifade eder tarzda.

Âyette sözü edilen “esenlik” ne ile alâkalıdır? Esenlik; üzüntüden, tehlikeden, karanlıktan, korkudan uzak olmaktır; gecenin gebe olduğu meçhullerden, geceleyin yaşanabilecek korkulardan, gece karanlığının getirebileceği tehlikelerden ve kötü sürprizlerden; -bağlam insanın başına gelebilecek her şeye dair ilahî buyruk (takdir) olduğuna göre- insan hakkında ‘yazılan’ kötü kaderden selâmette olmak… Adeta Kur’an’a uymakla, “o”nu indiren Allah’ın ‘iyi takdir’lerini üzerine çekmek… Zira bu gecede, insanlar hakkında sadece ‘hayırlı kaderler’in yazıldığı söylenmektedir. Nitekim Kadir gecesinin tanyeri ağarıncaya kadar mahzâ esenlik olduğu belirtilmiştir.

Bu noktada Kur’an Nuru devreye girmektedir. Çünkü sözü edilen esenlikle, bu ay indirilmeye başlayan Kur’an arasında irtibat vardır. Kur’an’ın inişinden önce tamamen esenlikten uzak (hukuksuz; güvensiz, barışsız) yaşayan topluluklar, Kur’an’a inanıp güvendikleri ve onun kılavuzluğundan yararlanabildikleri oranda, yoksun oldukları imâna, islâma, dine kavuşacaklar ve bu sayede sadece insan hakları değil, her tür haklar garanti altına alınacak; kabilelerin/ milletlerin birbirlerinden ve başkalarından korkmalarına gerek kalmayacaktır. Ve bu esenlik, Kur’an’ın gölgesinde ilelebet devam edip gidecektir. Üçüncü âyette Kadir gecesinin 1000 aydan daha hayırlı olduğu belirtilirken buna işaret edilmektedir. Buna göre, insanların kaderlerinin belirlendiği bu gece, normal bir insanın ömrüne tekabül eden 80 yıllık süreden daha hayırlı olmaktadır. Ve bu esenlik çağı; insan ömürleri birbirlerine eklene eklene Kıyamete kadar devam edip gidebilir…

Kur’an’ın insanın gündemine girdiği; zihnine, gönlüne, aklına ve duygularına nazil olduğu; tutum ve davranışlarına, söylem ve eylemlerine hâkim olmaya başladığı gecedir Kadir gecesi. Ve Kuran-ı Kerim  ancak o zaman, bir ömrü bereketlendirir, kıymetlendirir…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir