KIZILDERİLİLER’LE KOMŞU OLMAK.
2005 yılın da Dünya Ormancılık Fuarı ile ilgili olarak, Guebec (kebek)’te bakanlığımızca verilen bir görev dolayısıyla KANADA’ya gitmiştik.
O dönem bakanımız, Sayın Osman PEPE’idi. Söz konusu fuar da bakanlığımızdan gelen diğer arkadaşlarla birlikte, Türkiye’ye yakışır mükemmel bir stant oluşturmuştuk.
Tam karşımızda da Kanada Kızılderililerin Çadırı vardı. Doğa, tabiat denince Kızılderililer akla geldiğinden olsa gerek, Kanada onlarda fuarda bir stand yeri vermişlerdi. Bizim standın da hemen yanın da idi.
Komşu stand olduğu için de, yakın samimi bir hava oluştu. Ne hikmetse çok kısa zamanda kaynaştık. Biz onları sevdik, onlarda bizleri sevmişlerdi.
Bu samimi doğal ortamı da fırsat bilerek, Kızılderilileri daha yakından tanıma fırsatı bulduk.
Çadırlarına da gitmek, misafir olmak şansını yakaladık. Bu arada bir araya gelme ve yapılan sohbet ortamlarında.
Kızılderililerin reisi ve diğer ileri gelenlerinin anlattıkları da çok ilgi çekiciydi. Söylediklerini ve anlattıklarını toplarsak, özetle ‘’ Sekiz – On bin yıl önce orta Asya’dan, o günkü iklim şartlarının da etkisiyle bering boğazını geçerek Amerika kıtasına geldiklerini, atların hayatlarının bir parçası olduğunu, Avcılık, Balıkçılık ve doğadaki doğal ürünlerle geçmişte gayet sağlıklı, huzurlu ve mutlu yıllar yaşadıklarını, Ne zaman İngiltere den, İskoçya dan, İrlanda dan ağırlıklı olarak Avrupa dan eli silahlı vahşiler, katiller geldi hayatımızın tadı kaçtı.
Göz yaşı ve kan yaşayışımızın bir parçası oldu. Onlarda ateşli silah, bizde ok, yay ve balta, kılıç sonuçta bizi tavşan avlar gibi avladılar. Öldürdükleri Kızılderili sayısına göre de katiller ödüllendirildi. Alkollü gecelerinin maalesef maskarası olduk. Bizi birbirimize düşürdüler. Entrika konusunda çok uzman bunlar. Hem biz birbirimizi kırdık, hem de onlar bizi kırmaya yok etmeye devam ettiler. İnsanımıza neslimize fıçılar dolusu bedava alkol verdiler. Maalesef bizde bu oyuna geldik. Bizde üniversite yüksekokul bitirme oranı yüzde bir buçuk. (Bu arada okuma nasıl olsun ki gittiğimiz çadırdı. Anne – Baba – Çocuklar ve Dedeler, nineler bir yerde yatıp kalkıyor). Bunların alkole olan bağımlılıkları da malum. O ortamda yetişen Çocuklar ne olur? Dilenen, sokaklarda yatıp kalkan alkolikler ve her türlü kötü hayatın içinde, ne yazık ki hep Kızılderilileri görüyoruz.)
Kendilerinin de söylediği gibi, yüksek okulu bitirme oranı yüzde bir buçuk olunca, Devlette ve toplumun önemli kesimlerinde de idareci – yönetici olarak ta maalesef yoklar.
İleri gelen bir Kızılderili ‘’ Eğer, ateşli silahlılarla avlanıp öldürülmeseydik Nüfusumuz uzmanların da söylediğine göre 700 Milyonu geçeceği toplantılarda dillendiriliyor.’’
Kuzey Amerika katillerinin, yanında birde Güney Amerika katilleri var. Aynı katliamları yerli halka karşı onlarda yaptılar. İspanyollar, Portekizler başta olmak üzere, Güney ve Orta Amerika da yerli halkı öldürmeye doymadılar. Acımasızca assimile ettiler. Orta ve Güney Amerika bugün Portekizce, İspanyolca konuşur oldular.
Evet ne yazık ki. Amerika yerlilerinin hali bu. Dünyadan destek bulamadıklarını hep dile getiriyorlar. Macarlarla, Türklerle akraba olduklarını da söyleyenler az değil. Özellikle Kızılderililer, Kuzeyliler.
Geçmişte Amerikalıların yaptıkları bize hiç de yabancı değil.
Amerika’nın Çağdaş Dünyada ve tüm Dünyanın gözleri önünde Irakta, entrikalarla milyonlarca Iraklıyı öldürdüklerine de şahit olmadık mı?
Kısaca, Amerikan yerlilerinin de, Dünya mazlumlarının da, güçlü, kuvvetli gerçek adaleti öne çıkaran, milletlere ve devletlere de ihtiyaçları var. Dünyada huzur ancak böyle sağlanır. Kızılderilileri gerçekten ezik yıldırılmış ve ürkütülmüş gördüm ve onların da üzücü anıların bir parçası olduk. Vedalaşırken de, çok samimi duygularla Türkiye’ye ve Türk halkına selam göndermeyi de unutmadılar.
5 EKİM 2023
ABDULLAH KÖKTÜRK