Su Maymunu İncelemesi- Yüksek Orman Mühendisi Erkan KAYAÖZ

 SU MAYMUNU (MYOCASTOR COYPUS) İNCELEMESİ

                                                         Su Maymunu                                               

         Yarısucul hayata çok iyi adapte olmuştur. Anavatanı Güney Amerika’nın güneyi  (Bolivya, Güney Brezilya, Paraguay, Uruguay, Arjantin ve Şili)’dir. Myocastor coypus (su maymunu) dünyanın birçok yerine insanlar tarafından, hayli değerli olan postundan ticari açıdan kürk elde etmek amacıyla kürk çiftliklerinde yetiştirilmek üzere 1900 lü yılların başlarında taşınmıştır. Bu amaçla ilk su maymunu çiftliği Arjantin’de kurulmuş ve bunu takip eden yıllarda Kuzey Amerika’da, Avrupa’da ve Rusya’dan Japonyaya kadar olan yerlerde su maymunu çiftlikleri kurulmuştur. Güney Amerika’nın güneyindeki nehirlerin usta bir yüzücüsüdür. İspanyolca da ‘su samuru’ demek olan “nutria” olarak da tanınır, “bataklık kunduzu “ da denir. Günümüzde ise Trakya bölgesinde Tunca, Meriç nehirleri, Gala Gölü ile  bu göl ve nehirlerin uzantıları olan bitkisi bol olan sulak alanlarına dağıldığı bilinmektedir.

            Yıl boyunca, yılda 3 kez ürerler. Memeleri 6 çift ve vücudun yanlarına kaymıştır. Böylece anne suda iken yavrular süt emebilirler. Kızışma döngüsü 132 gün, hamilelik süresi 128-132 gün ve bir keredeki yavru sayısı 2-9 (ortalama= 5-6) adettir. Yavrular doğduklarında 225 gram kadardır. Eşeysel olgunluğa 3-10 ayda ulaşır. Yazın doğanlar 3-4 ay, kışın doğanlar 6-7 ayda erginleşir. Çok soğuk geçen kışlarda kötü beslenmeden çoğu zaman düşük yaparlar. 

                                                        Su Maymunu ve yavruları

          Oldukça kolay üreyebilen bu tür aslında istilacıdır. Güney Amerika kökenli olması, sıcak iklime alışık olması anlamına gelmektedir. Bahar aylarında ve yazın üreyen bu hayvanlar, kışın aşırı soğuklara dayanamamakta ve böylece nüfusları belli bir sayıyı geçememektedir. Böylelikle tabiat ana dengeyi yine sağlamış olmaktadır.  Aksi takdir de tarım alanlarına zarar verecek potansiyele sahiptirler. Çok çetin kış şartlarında üremeleri sekteye uğrar, yavrular ve gençler ölür ve sadece bu çetin kış şartlarında erginler hayatta kalır ve böylece populasyonlarında gerileme olur. 

       Foklar gibi yetkin bir şekilde sularda yüzerler. Akşam karanlığında ve geceleri işlektirler. Gündüzleri toprak altındaki yuvalarında kalırlar. Kış sabahları suyun üzerine, kurumuş sazlardan yaptıkları yataklarda güneş doğup onları ısıtana kadar saatlerce hareketsiz kalırlar. Bu durumda oldukça savunmasız oldukları söylenebilir. Kaldı ki neredeyse elinizle dokunacak mesafeye kadar yaklaşabilirsiniz. Bu saatleri oldukça uyuşuk vaziyette geçirirler. 

       İyi kamufle olurlar, sazların arasında hareketsiz kaldıklarında fark etmek çok zordur, yine herhangi bir tehlike sezdiklerinde doğal davranışları gereği suya dalarlar ve daha uzak bir noktadan sessizce sadece burun deliklerini ve gözlerini çıkararak –yine gözükmeden- güvenliklerini sağlamaya çalışırlar. Yüzüp kıyıya çıktıktan sonra ön ayakları ile yüzlerini ve vücutlarını temizlerler; bu anlarını izlemek oldukça keyiflidir. 

C:\Users\ERKAN\Desktop\Yaban Hayatı ve Yaşama Alanları 3\SU MAYMUNU\Su Maymunu Fotolar\FOTOLAR\FOTO gala\thumbnail_Gala Su maymunu.jpg

                                                                   Su Maymunu yüzerken

       Bitkisi bol olan sulak alanlarda, nehirlerde, derelerde, göllerde ve bataklıklarda yaşar. Denizle bağlantısı olan acı sulara da girebilirler. Özellikle akşam karanlığında ve gece işlektir. Gündüzleri toprak altındaki yuvalarında ya da sazlar üzerine yaptıkları yuvalarda dinlenirler, güneşlenirler ve kendilerini tımar ederler. Etrafında sazların yetiştiği bu sulama kanallarına koloni halinde yerleştikleri ve aynı bireylerin hemen hemen 100 metrelik bir alan içerisinde burayı hiç terk etmeden yaşadıkları, üredikleri gözlemlenmiştir. Çok iyi yüzerler ve suyun altında 5 dakika kalabilirler.   

                                                  

       Herbivor olan su maymunu su bitkilerin rizomlarını/taze kısımlarını, su yosunlarını, tarım bitkilerini, meyveleri ve az da olsa midye gibi omurgasızları yer. Çiftliklerde havuç ve lahana ile kolayca beslendikleri bilinmektedir. Tavşanlar gibi dışkılarını tekrar yedikleri rapor edilmiştir.

       25.08.2017 Tarihinde Gala Gölü Milli Parkında yapılan arazi incelemesi sonucunda; Gala Gölü Milli Parkında aşırı üreyen Su Maymunu (Myocastor coypus) popülasyon tespiti yapılmıştır.

       Bu inceleme sonucunda;

       1-Son üç yıl içinde Su Maymunları popülasyonunda dikkati çekecek ölçüde artış olduğu,

       2-Civar köylülerinin ifadesine göre Su Maymunlarının su kuşlarının yuvalarını dağıttığı,    yumurtalarını tahrip ettiği, su kuşları ve yavrularına zarar verdiği (özellikle Sakarmeke  türüne),

       3-Su Maymunlarının toplu halde çeltik ekili tarlalarında olgunlaşma döneminde şeritler halinde büyük zararlar verdiği,

       4-Su Maymunlarının kışın saz bitkilerinin üstünden beslendikleri için sazlıklarda tahribat yaptığı, kuş sığınma alanlarında tahribata neden olduğu tespit edilmiştir.

       5-Yemleme çalışması ile Su Maymunlarının gözlenmesi yapılmasına rağmen, bu hayvanların akşam gün batımına yakın yoğun yaşlı sazlıklardan toplu olarak yemlenmeye çıktıkları için görülememiştir. Fakat sazlıklarda yoğun olarak bulundukları fısıltı şeklindeki seslerinden anlaşılmıştır. 

       Su Maymunlarının Tarım ve Orman Bakanlığı’nca belirlenen Ek-2 listesinde yer aldığı ve koruma altında bir tür olduğu, Bulgaristan’daki çiftliklerde üretildiği, kışın meydana gelen sel baskınları sonrasında tahminen 7 yıl önce ülkemize giriş yaptıkları, zararlısının olmaması sebebiyle son 3 yılda popülasyonunun dikkat çekecek bir şekilde arttığı, özellikle su kuşlarının yaşadığı sulak alanlardaki yaşama ortamına büyük zararlar verdiği tespit edilmiştir.

                                                                                                                                        

       Gala Gölü Milli Parkı ve çevresinde özellikle su kuşlarının yaşama ortamlarına zarar veren, civardaki çeltik tarlalarında çeltiklerein olgunlaşma döneminde zararlara yol açan Su Maymunu (Myocastor coypus) popülasyonlarının üremelinin kontrol altına alınması gerekmektedir.                       

                                                          Su maymunları                                                               

      Özellikle Meriç kenarında yer alan Kiremitcisalih, Seeren, Gemici, Karayusuflu, Alibey, Nasuhbey, Umurca, Kadıdondurma, Subaşı, Küplü, Adasarhanlı köylerinde çiftçilik yapan köylüleri su maymunun çeltik ve tarım ürünlerine verdiği ve su maymunundan zararlarından şikayetçilerdir. 

        İpsala, Yenikarpuzlu, Koyuntepe çeltik çiftçileri su maymunun çeltiklere verdiği zarardan en fazla şikayetçi olan yerel halkın başında gelmektedir. 

        Milli park içinde yer alan Gala ve Pamuklu gölleri ile Sığırcı gölü, Kocagöl ile bağlantılı sulak alanlar ve çeltik tarım alanları arasındaki kanallarda su maymunu popülasyonu arttığı gözlenmiş fakat bu konuda tam doyurucu bilgiye henüz ulaşılamamıştır. 

        Gala Gölü ile bağlantılı dereler, su kanalları ve sulak alanlar üzerinden su maymunun Kılıçköy altından Keşan ilçesi altına kadar yayılım gösterdiği gözlenmiş fakat bu dağılımla ilgili olarak yeterli bilgiye ulaşılabilmek için bahar ve yaz mevsimlerinde de söz konusu alanlarda çalışmalar yapılmalıdır.    

       Nehir kenarlarına ve bentlerin temeline yuvalanmaları nedeniyle sulama tesislerine zarar verirler. Su bitkilerin genç filizlerini ve sazların rizomlarını yer. Sazların su içindeki köklerini, kesip rizomlarını, taze kısımlarını yediklerinden ve kesilen sazların yerine yenileri de çıkmadığından sazlık alanların küçülmesi, yok olmasına neden olmaktadır. Üremelerini aşırı olmasıyla aşırı büyüyen popülasyon bütün bitki yataklarını tamamıyla açabilir ve onları üstü açık su alanlarına çevirebilir. 

                                    

       Sazlara yuva yapan kuşların üremelerini de bu şekilde dolaylı olarak negatif yönde tehdit ederler. Ayrıca ortamda bulunan nadir bitki türlerini de tüketerek bu bitkileri o ortamda ortadan kalkmasına neden olmaktadırlar. Balıkların yatak alanlarını da bozarak balıklara dolaylı olarak zarar vermektedir. Nadir türlerden kız böceği (Libellula angelina) türüne dolaylı olarak zarar vermektedir. Bu tür soya tarlaları, pirinç tarlaları, şeker kamışı alanları, yonca tarlaları ve yulaf gibi çeşitli bitki alanlarına ciddi zarar verebilir. Kumul alanlardaki bitkileri tüketerek kumul erozyonun sebep olurlar.

                               

       Tarım ve Orman Bakanlığı MAK EK-2 listesinde yer alan Su Maymunu (Myocastor coypus) türünün koruma altında olduğu, bu nedenle üremelerinin kontrol altına alınabilmesi için Üniversitelerin Biyoloji Anabilim dalında görev yapan akademisyenlerin hazırlayacağı bilimsel rapor sonrasında, Güney Amerika kökenli yarı sucul Su Maymunu (Myocastor coypus) popülasyonlarının kontrol altına alınabilecektir.

Yüksek Orman Mühendisi Erkan KAYAÖZ

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir